9.sınıf plan

                      


=====BAŞADÖN======================================  

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 1.hafta :
Ders saati: 1
Kazanımlar: A.1. Sesi tekniğine uygun olarak kullanır.
Konular : Sesi tekniğine uygun olarak kullanma.
 Yöntem ve teknik : Anlatım, soru-cevap, gösterip yaptırma.
Açıklama: Ses açma çalışmalarında ses türüne göre ses sınırlarının aşılmamasına dikkat edilmeli ve ses açma çalışmalarında klavyeli bir çalgıdan yararlanılmalıdır. 
Öğrenme, Öğretme Süreci ve Etkinlikler :
((Sesin tanımı yapılarak insan sesinin oluşumu açıklanır. Öğrencilerden ses tellerinin nasıl çalıştığını anlayabilmeleri için işaret ve başparmaklarını gırtlaklarına hafifçe yerleştirmeleri ve verilen heceleri (pırrr, _rrr, momm vb.) sesli biçimde tekrarlamaları istenir.))

SES NEDİR? TANIMI VE OLUŞUMU

Ses bilim ve ses bilgisinin temel konusu, dil veya konuşma sesidir. Ses, akciğerlerden gelen havanın ses organlarında biçimlendirilmesiyle oluşan, kulakla veya hassas aletlerle algılanabilen titreşim olarak tanımlanabilir. İnsanoğlunun kendi ses organlarıyla üretip kullandığı bu sesler, konuşma dilinin görece en küçük parçasını ve dilin temelini oluşturur. Sesler, anlam ayırt edici olup olmadıklarına bakılarak, sesbirim (fonem) ve ses değişkesi (allofon) olmak üzere iki kategoride ele alınabilir.

Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime ses denir. Çevremizde ses çıkaran sayısız varlık vardır. İnsanlar, hayvanlar, taşıtlar, müzik aletleri, şelale, rüzgâr, yağmur ses çıkaran varlıklardandır.

Kendiliğinden ses çıkaran varlıklara doğal ses kaynakları denir. Ses kaynaklarının ses çıkarabilmesi için titreşim gerekir. Müzik aletlerinde bunu çok net görebiliriz. İnsanların ses çıkarması da titreşimle olur. Gırtlağımızda bulunan ses telleri akciğerlerimizde bulunan hava ile titreşerek ses çıkmasını sağlar.

 

SES GRUPLARI

Ses oluşturan her varlık ses kaynağıdır. Üç çeşit ses kaynağı vardır:

Canlı Varlıklar: Hayvanlar, insanlar…
Cansız Varlıklar: Davul, gitar, bağlama, flüt sesi vs…
Dogal Afet: Gök gürültüsü, rüzgar vs


SESİ TEKNİĞİNE UYGUN OLARAK KULLANMA

Nefes, Vücut yumuşaklığı rahatlığı, Dil-konuşma, ana öğeleri hakkında bilgi verilir. Bu bilgiler kesik (staccato) ve bağlı (legato) tekniklerle, “s” konsonu kullanılarak nefes çalışmaları, “sa”, “se”, “si”,“so”, “su”,“ya”, “ye”, “yi”, “yo”, “yu”, vb. hecelerle yapılan ses açma çalışmalarıyla ve vücut yumuşaklığı için yapılabilecek hareketlerle desteklenir.

Sesin kullanımı, konuşmada ve şarkı söylemede farklılık gösterdiğinden sesin doğru teknikle kullanımını vurgulayan çalışmalar yapılır.

Sesinizi doğru kullanmak için 4 temel kural bulunur:

A. Uygun postür (Vücut duruşu)

B. Yeterli nefes desteği

C. Sağlıklı ses çıkarma tekniği

D. Ses boşluklarını uygun kullanma

 

A.Vücut duruşu (Postür): sesinizi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok etkiler. Postür, sesin iskeleti gibidir. Doğru duruş pratik olarak şöyle tanımlanabilir: ayaklarınız omuz genişliğinde açık, bir ayak diğerine göre biraz daha önde, dizleriniz hafice bükük (geriye kilitlenmemiş) vücut ağırlığınız ayak tarak kemiklerinde (topuklarda değil), bedeniniz dik (sopa yutmuş gibi değil!) kulak kepçesi yaklaşık omuz hizasında ve başınız hiçbir fazladan güç harcamayacak şekilde omuzlarınızın üzerinde dengede durmalıdır. Başın bu durumu, bir tenis topunun raketin ortasında eli hareket ettirmeden dengede ve hareketsiz durması gibidir. Boynunuz ve ses kaynağı olan gırtlağınız başınızı 'taşımaz' ve başı dengede tutmak için boyun kasları kasılıp gırtlağı da sağa sola çekiştirmez. İşte size mümkünse ayna karşısında uygulayabileceğiniz basit bir Postür egzersizi:

1- Ayağa kalkın. Belinizden aşağı eğilin (belinizin üstü tamamen gevşek olacak şekilde). Omurgalarınız tek tek üst üste gelecek şekilde (bu tek tek düzeltme işlemini hissedin) ve daha sonra boyun ve başınızı bu sıraya uydurarak doğrulun. Böylece beliniz, sırtınız, boynunuz ve başınız aynı doğru üzerine gelmiş olacaktır.

2- Bu duruşu bozmadan kollarınızı gökyüzüne uzatın, rahat bir nefes alıp tutun, kollarınızı aşağıya serbestçe indirin ve nefesinizi verin

3- Bedeniniz yukarıda tanımlandığı gibi diri bir duruştayken şunları yapın:

    - yüzünüze parmaklarınızla masaj yaparak yüz kaslarını gevşetin

    - hayali bir sakız çiğneyerek çene kaslarını gevşetin

   - boyun kaslarını ısıtmak için yavaş ve nazik hareketlerle sağa, ortaya, sola ve yukarı, ortaya, aşağı doğru başınızı çevirin

 

B.Nefes desteği; sesi oluşturan enerjinin ta kendisidir. Nefes aldığınız zaman akciğerlere dolan havanın sıkıştırılmasıyla sesin temel enerjisi oluşur. Göğüs ve karın boşluğunuzu esnek bir silindir gibi düşünün. Aldığınız nefesin bu silindirin içinde sıkışıp dışarı verilmesi (ancak sıkıştırma enerjisinin sese dönüşümü sırasında olan değişimi aşağıdan yukarıya doğru itme şeklinde değil; yukarıdan aşağı ilerleyen bir güç aktarımı olarak hissedin) sırasında gırtlak sadece bir transformatör görevi görmelidir. Sesin kaynağı gırtlak değildir. Ses enerjisini daha içinizdeyken bilinçli farkındalık ile hissedebilirseniz, gırtlak bu enerjinin geçerken uğradığı ve 'uğramışken değiştiği' bir durak haline gelir. İşte o zaman sesiniz vahşi bir kısrak olmaktan çıkar, düşündüğünüz her şeyi harfiyen yerine getiren bir yarış atına dönüşür. Nefes egzersizlerine iki örnek verecek olursak:

 

1- Nefes açma

    - bedeninizdeki hayali silindiri düşünerek burnunuzdan içeri (ses çıkarmadan) hava doldurun

    -  'ssss' sesini çıkararak bu havanın tamamını (nefessiz kalıncaya dek) dışarı verin

    -  derin bir nefes alın (bu nefes, açıcı nefes olarak tanımlanır)

 

2- Nefes kontrol

    - tekrar burundan sessiz nefes alın

    - dudaklarınızı titreştirerek (lip trill) içinizden /bbuuu/ sesini çıkarmayı düşünerek nefesinizi yine sonuna kadar verin. (Lip trill yapamıyorsanız nefesinizi /fff/ sesiyle verin)

     - açıcı nefesle egzersizi tamamlayın

 

C.Sağlıklı ses çıkarma işlemi; aslında ilk basamaklardaki beden duruşu ve yeterli nefes desteğinin düzeltilmesi ile kendiliğinden oluşabilir. Gırtlağımız, akciğerlerden gelen basınçlı havanın enerjisini ses telleri yardımıyla sese dönüştüren bir 'ses kutusu' gibidir. Bu aşamada temel olay, sesin oluşumunda yer alan kasların doğru çalışmasıdır. Ancak bu durumun özellikle profesyonel sese dönüştürülmesi; yeteneğin çok uzun ve zahmetli bir eğitimle meyve vermesi ile gerçekleşir. Ses egzersizlerine örnek verelim:

 

1. Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

     - rahat bir tonda /mmm/ sesi çıkarın ve titreşimi üst dişlerin arkasında hissetmeye çalışın

     - bu sesle tonu siren ötermiş gibi inceltip kalınlaştırın

2.  Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

     - 'lip trill' e rahat bir ses ekleyin. Lip trill yapamıyorsanız nefesinizi /fff/ sesiyle verirken /vvv/ sesine dönüştürün

      -  aynı sesle, tonu inceltip kalınlaştırın

 

D. Ses boşluklarını uygun kullanma; yani rezonansı ayarlama işlemi; sesin rengini ve şeklini oluşturmaktan ibarettir. Eğer ses gırtlaktan çıktığı anda bir avuç çamursa, ağızdan çıktığı ana kadar anlam yüklü bir heykel halini alır. Ses tellerinden sonraki boğaz ağız ve burun boşlukları sesin kişiye özel halini almasını sağlar. Zira ses tellerinden çıkan ham ses, bir cızırtıya (gerçekten!) benzer. Bu cızırtı, ağzımızdan çıkan sesin kaynaktan yeni çıkmış ilk halidir.Sesinizi doğru kullanıyorsanız, elmacık kemiklerinizin arkasında titreşimi hissetmeniz gerekir. Bu, yüz kemiklerine iletilen ses enerjisinin ifadesidir ve sesin yankı boşluklarının kullanımının göstergesidir. Bu boşluklarda ses çıkarılması sırasında yapılan değişiklikler (dil-damak hareketleri, boğazın daralıp genişlemesi vb) sesin konuşma halini almasını sağlar. (Bu durum ses fiziğinde kaynak-filtre teorisi olarak bilinir)

 

Ses boşlukları uygun kullanılmazsa ses telleri bu durumu telafi etmek için yanlış yollara sapar. Böylece ayakkabı sıktığı için eğri basan ayakta oluşan nasırlara benzeyen ses teli nodülleri oluşabilir. Çok sayıdaki rezonans egzersizlerinden biri olan genizden konuşma (twang) egzersizini örnek verelim:

 

Bu egzersizin temeli; ses tellerinin yukarısında, boğazda oluşturulan 'halkanın' (boğazdaki belli kasların kasılarak ses yolunu megafona benzer huni şekline benzetmesi), ses tellerine yüklenmeden ses gücünü artırmasını sağlamaktır. Böylece çıkan sesi ve bu sıradaki boğazın pozisyonunu bilinçli farkındalıkla hissedip, sonra bu abartılı durumu yumuşatarak geliştirmek amaçlanır.

 

1. Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

    - çocuk filmlerindeki kıkırdayan cadıların gülüşlerine benzeyen 'hiih hih hihhiiii' sesini taklit etmeye çalışın. Benzer sesi bazı sokak satıcılarının megafon kullanmadan kalabalık caddelerde onca gürültülünün arasından kulağınıza ulaşan sesinde bulabilirsiniz. Amerikan 'country-western' tarzı şarkılarda da benzer sesi duymanız mümkündür.

 

2. Burundan sessiz bir nefes alın,

    - çıkardığınız geniz sesini kullanarak daha temiz ve yumuşak bir /iii/ haline getirmeye çalışın ve a,e,o u gibi diğer seslilere de uygulayın

     - bu sesi, tonu tizleştirip pestleştirerek (her sesli için) çalışın

     - güçlü geniz sesiyle yumuşak sesinizi harmanlamaya, farklı oranlarda  karıştırmaya çalışarak güçlü ve yumuşak bir ton bulmaya çalışın.

 

3. Burundan sessiz bir nefes alın,

      - yeni ses tekniği ile gazete okuyun, sohbet edin

      - tekniği kullandıkça kelimelerin ağzınızın içinde nasıl tını zenginliği oluşturduğunu duyumsayacaksınız

 

Sesinizi doğru kullanıyorsunuz. Ancak iyi korumuyorsanız bütün emek ve yetenekleriniz boşa gider. Mükemmel bir maratoncusunuz. Koşucu olarak üstün yetenekleriniz var. Yıllarca çalışıp olimpik dereceler almışsınız. Ayaklarınız sizin için ne kadar değerlidir? Ayağınıza sıkan bir ayakkabı giyip halı sahada futbol maçı yapar mısınız?

 

Sesinizi korumak için basit öneriler:

 

1- Ses tellerinizi nemli tutun

     - bol su  için -günde 8-10 bardak (idrarınız beyaz çıksın)

     - kafeinden uzak durun, duramıyorsanız aynı miktar suyla telafi edin

     - bazı ilaçlar(alerji, grip ilaçları vb)

     - alkol de kurutur, fazladan su içmelisiniz

     - yaşadığınız ortamın nem oranı düşükse iş ve ev gibi kapalı ortamlarda nemlendirici cihazlar kullanabilirsiniz.

 

2- Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın. Duman, solunum yollarının örtüsüne zarar verir. Ses tellerinde ödemden kansere kadar ulaşabilen kalıcı hasarlara yol açar. Sesi zamanla kabalaştırır ve sizi siz olmaktan çıkarır.

3- Boğaz temizleme alışkanlığınız varsa kurtulun

4- Bağırarak veya yüksek sesle konuşmayın

5- Günlük ses kullanım limitlerinizi aşmanız gerekiyorsa ses istirahatıyla dengeleyin

6- İlaç kullanımına dikkat edin

    7- Mide asit reflüsü varsa mutlaka önlemini alın.

Öğrenme öğretme süreci : Ses açma çalışmalarında ses türüne göre ses sınırlarının aşılmamasına dikkat edilmeli ve ses açma çalışmalarında klavyeli bir çalgıdan yararlanılmalıdır. “Dinleme” öğrenme alanındaki B.1. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (B.1. Sesin temel özelliklerini açıklar.).

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. …………………………………………  

=======BAŞADÖN=================================== .

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 1.hafta :

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.3. İstiklal Marşı’nı nefes yerlerine dikkat ederek söyler.

Konular : *İstiklal Marşı’nın çalışılması.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : -Anlatım -Soru-cevap -Gösterip yaptırma -Yaparak, yaşayarak öğrenme.

⇒ Etkinlikler : İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasının sözleri tahtaya yazılır. Sözler üzerinde nefes yerleri belirtilir. Öğrencilerden, diyafram nefesi kullanarak ve nefes yerlerine dikkat ederek İstiklal Marşı’nı söylemeleri istenir.

Açıklamalar: *Öğretmenin elinde İstiklal Marşı’nın ses kaydı ve/veya piyano eşliği bulunmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :



Değerlendirme : *İstiklal Marşı’nın nefes yerlerini gösteriniz.

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   
=======BAŞADÖN=================================== . 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 2.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.1. Müzikte İlk Çağ, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinin genel özelliklerini açıklar.

Konular : Müzikte İlk Çağ, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinin genel özellikleri.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru cevap, tartışma, araştırma, inceleme

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, İlk Çağ, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerindeki müziğin gelişimi hakkında;

-Toplumsal gelişim ve değişimleri,

-Bilim ve sanattaki genel yaklaşımları,

-Sanat kollarının ve müzik sanatının gelişim ve etkileşimini, araştırmaları ve elde ettiği bulguları arkadaşlarıyla paylaşmaları istenir. Bu dönemlerin önemli bestecileri tanıtılarak eserlerinden örnekler dinletilir.

⇒ Açıklamalar:

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Müzikte ilk çağ dönemi

1- Mısır : M.Ö. 2850-332
Çalgı çalmak kahraman erkeklere değil,nazlı kadınlara yakışır düşüncesi hakimdir. Müzik ,dini törenlerin ve dansların olduğu gibi,gündelik yaşamın bir parçası ve eğlence aracıdır. Davul,arp, def, darbuka sistron, çifte Flüt,trompet, üçgen arp, kitara ve su basılarak işleyen org önemli çalgılardır.

2 -Sümerler : M.Ö. 4000-2300
Müzik dinsel tapınma törenlerine Özgü gizemli bir güç taşır . Şarap ve aşk gibi dünyasal zevklerin sesidir. santur, flüt, lir,arp, kamış , düdükler ve davullar, daha sonraları trompetler en önemli çalgılarıdır.

3 -Çin : M.Ö. 2850-332
Müzik ilk olarak eğitimde kullanılır. Çin tapınaklarında ve saraylarında, büyük koroların ve çalgı topluluklarının varlığından söz edilir. Çin tiyatrosunda müzik ,olayları ve perdeleri birleştirici bir öğe olarak kullanılmıştır. Davul, zil, sistron, bambu flüt.,ağız orgu,çeşitli gong ve çanlar önemli çalgılarıdır

4 -Hindistan : M.Ö. 2000
Veda adı verilen dört kutsal kitaptan biri olan Samoveda dünyanın notaya alınmış en eski ezgilerini kapsar. Oldukça karmaşık bir müzik kuramı olan hint müziği,melodi çizgisini simgeleyen ragalar ve ritmi belirleyen tala’lardan oluşmaktadır. En eski çalgı armudi gövdesiyle yedi teli olan vina dır. Bir çeşit tanbur olan, şikara, iki telli, sitar, mızrapla çalınan rebab, tavana asılarak çalınan ağır ve büyük bir boru şeklindeki ramsinga, glockenspiel ‘e benzeyen kinneri, büyük davullar, nakkare, boyuna asılan davul, dümbelek, darbuka, çıngırak,ziller önemli çalgılardır.

Ortaçağda Müzik
Ortaçağ, Hıristiyanlığın gelişme yıllarından 15. yüzyıl başlarına dek etkisini sürdüren geniş bir dönemi kapsar. Bu dönem sonunun Karanlık
Çağ olarak da anılması, kilisenin bağnaz egemenliğinde, dünyasal zevklerden yoksun bırakılmış, araştırma, keşfetme, kendini ve çevresini tanıma özgürlüğü elinden alınmış insanın, yalnız ölümden sonrasına hazırlık yapması gereken kutsal bir ortama güdümlenmiş olmasıdır.
Ortaçağ, bin yıldan fazla bir süre içinde, antikçağ ile Rönesansın arasına girmiş ve müziğin sürekliliğini kesmiştir. Hıristiyan Katolik Kilisesi’nin ilk papazları, kilise içine çalgısal müziğin girmesini yasaklarlar. İlkçağa ait müzik, putperestliği ve dünyasal zevkleri çağrıştırmaktadır. Çalgılar, danslara eşlik amacıyla kullanılmıştır. Oysa kilisede en kutsal çalgı insanın kendi sesi olmalıdır. Müzik, teksesli, kutsal, Tanrıya adanmış, duaları kolay ezberletmeye yarayan, ayinlere tılsımlı bir ortam katan araçtır. Böylece kendilerinden önceki müziği yasaklayıp, var olan nota benzeri belgeleri de yok eden ortaçağ papazları, yüzyıllar boyunca müzik sanatını kilise koroları ve teksesli ilahilerle kendi egemenlikleri altında tutmuşlardır.
Belgelere göre antikçağ ile erken ortaçağ (Hıristiyanlıktan öncesi ve Hıristiyanlığın ilk yüzyılları) arasındaki müziğin benzer özellikleri şunlardır: Her ikisi de yalnız melodi çizgisinden oluşan, teksesli yapıdadır. Her ikisi de belli bir metne dayalıdır (antikçağda şiir ya da tiyatroya; ortaçağda İncil’e) ve büyük ölçüde doğaçlamadan yararlanarak çalınıp söylenirler. Antikçağdan ortaçağa aktarılan bir başka karakteristik de müzik sanatının doğa dizgelerine ilişkin özellikleriyle insan düşünce ve davranışındaki etkinliğidir.
Hıristiyanlar ilk zamanlar doğal olarak İbrani ayinleri geleneğini kiliselerine aktarmışlar, böylece ilk törenler, untifon yöntemi ile yapılmıştır. Küçük Asya’dan, Asurlulardan kaynaklanan ilahi okuma şekli Bizans ve Milano yoluyla tüm Avrupa ve Afrika’ya yayılmıştır. Elimizdeki en eski ilahi belgesi 3. yüzyıldan kalma Mısır’da bulunmuş bir papirüstür. Bu nota benzeri belgede söz Eski Yunanca olduğu halde, melodinin Doğu kökenli olduğu ileri sürülmektedir.

Rönesans Döneminde Müziğin Genel Özellikleri
Klasik Batı Müziğinde 15. yüzyılın başları ile 17. Yüzyılın ilk çeyreği arasına kadar süren döneme Rönesans Dönemi adı verilmektedir. Her ne kadar bu yüzyıllarda varolmuş bir akım gibi gözükse de kendisinden sonraki akımlara referans olmuş ve günümüzde de yapılmaya devam etmektedir. Fransızca bir sözcük olan Rönesans, kelime anlamı olarak; Yeniden doğuş anlamına gelmektedir. Bu dönemin başlangıç bestecisi olarak Dufay gösterilmektedir. Dufay’ ın yarı dinsel, yarı oyunsal operası dönemin başlangıcı ve aynı zamanda ilk opera denemeleridir. Ayrıca besteci, bugün müzikte hala kullanılan müzikal bir yapı olan Cantus firmus’ u geliştirerek çok sesli müziğe yeni bir boyut kazandırmıştır. Heykel ve mimaride Rönesans 1400’ lü yıllarda başlamış olmasına karşın, müzikte 1450’ li yıllara denk gelmektedir. Bunun sebebi, hiç şüphesiz, müziğin; heykel ve mimariden etkilenmesidir.

⇒ Değerlendirme : Konu ile ilgili sorular.

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

    
=======BAŞADÖN=================================== . 
 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 3.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.2. Türk müziği tarihi hazırlık döneminin genel özelliklerine örnek verir.

⇒ Konular : Türk müziği tarihi hazırlık döneminin genel özellikleri.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, sunum, soru cevap, tartışma, araştırma, inceleme.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, Türklerin tarih öncesi çağlardan 18.yy.’a kadar gelen müzik yaşantılarıyla ilgili araştırma yaparak elde ettikleri bilgilerle sunum yapmaları istenir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Türk Müziği Tarihi Hazırlık Dönemi Türk Müziği Tarihi Hazırlık Dönemleri:
1989 yılında yayınlanan Türk Mûsikîsi Tarihi/Derleme adlı kitabında, Nazmi Özalp’in de, önceden elestirdigimiz dönem anlayışıyla hareket ettiğini görüyoruz. Özalp’e göre dönemler şu sekilde sıralanmaktadir :
1. Hazırlık dönemi
2. Klasik dönem
3. Romantik edebiyat dönemi
4. Son dönem

Bu dönemlere iliskin hiçbir tarih vermeyen Özalp’in bu dönem anlayisi, önceden andigimiz dönem anlayisi ile benzerlikler tasimaktadir. Bu nedenle, daha önce yaptigimiz elestiri, Özalp’in yanlis olarak niteledigimiz yukaridaki dönem anlayisi için de geçerlidir27. Özalp’in dönem anlayisi ile iliskili olarak dikkatimizi çeken ikinci olgu ise, adi geçen eserinde, bu dönemlerin adlarini verdikten sonra, Baslangicindan XVI. yüzyil sonuna kadar Türk Mûsikîsi, XVII. yüzyilda Türk Mûsikîsi gibi basliklar altinda, bir bakima Yilmaz Öztuna’nin belirttigimiz dönem anlayisi içinde Türk Müzigi Tarihi’ni dönemlendirmektedir, ki, bu olgu, Özalp’in, bir bakima önceden adlandirdigi dönemlere kendisinin de inanmadigini gösteren bir çeliskiden baska bir sey degildir.

Böylece, bu ana kadar yapilagelmis dönem anlayislarini elestirileriyle birlikte açiklamis olduk. Kuskusuz ki, burada akla gelen soru, ‘madem ki bu dönem anlayislari ya eksik, ya da yanlis, o halde Türk Müzigi Tarihi’nin dönemleri ve bu dönemleri olusturan tarihler nelerdir ?’ sorusudur.Bu soruya saglikli yanit verebilmek için, Türk Müzigi Tarihi kavramindan ne anladigimizi net olarak ortaya koymamiz gerekir.

Önceden bir sema halinde de belirttigimiz gibi, ulusal bir müzik türü olan Türk Müzigi, birçok alt türü içerir. Dolayisiyla, Türk Müzigi Tarihi denilince, adini andigimiz bu türlerin tümünün yer aldigi bir tarih anlasilmalidir. Bu nedenle, Türk Müzigi Tarihi içinde yer alacak dönemler, adlarini andigimiz bu türlerle ilgili tüm olgulari, yani; besteci, beste, ögretim kurumlari, yazarlar ve eserleri, etkilesimler vd olgulari içermelidir. Tarih içinde yer alacak dönemler, dönemlerin adlari ve bu dönemlerin bitis ve baslangiç tarihleri ise, mutlaka, yukarida saydigimiz olgularin degismesine, yeniden olusmasina ya da yapilanmasina neden olacak olaylarla ilgili olmalidir. Çünkü, yüzyillar boyu, ezgi ve usûl anlayisi baglaminda geleneksel ölçülerini koyu bir muhafazakârlik, hatta, akildisi bir tutuculukla korumus, dolayisiyla, 19. yy’in ilk yarisina kadar ezgisel ve ritimsel olarak kesin çizgili bir degisimi gerçeklestirememis müzik anlayisimizin, bu ana kadar açikladigimiz dönemleri yaratan mantiklarin disinda bir mantikla adlandirilmasi gerektigi açiktir. Bu mantikta bulunmasi gereken temel ilke ise, müzigin organik yapisina iliskin degisimlerin ötesinde, kuramsal, türsel degisim, yayilim ve yeni atilimlarin dikkate alinmasidir Iste, bu nedenle biz, Türk Müzigi Tarihi’ni asagidaki dönemler içinde ele alarak inceleyeceğiz.

   Türk Müzigi Tarihi’nde Dönemler
1. Olusum Dönemi : Bu dönem, insanin dünya üzerinde ilk ortaya çikisindan, Türkler’in Istanbul’u aldigi 1453 yilina kadar geçen zaman dilimini kapsar.
Olusum dönemi, asagidaki evreleri içerir :
a) Birinci Evre: Insanin ilk ortaya çikisindan, Türkler’in olusturdugu ilk devlet olan Hun Devleti’nin kuruldugu MÖ 3. yy’a kadar geçen zaman dilimini içerir. Bu evre, ayni zamanda tüm uluslarin ortak evresi olma özelligini göstermektedir.
b) Ikinci Evre: Hun Devleti’nin kuruldugu MÖ 3.yy’dan, Türkler’in büyük bölümünün islamiyeti kabul ettikleri 10.yy’a kadar geçen zaman dilimini kapsar.
c) Üçüncü Evre: Islamiyetin Türkler tarafindan kabul edildigi 10. yy’dan, Osmanli Devleti’nin kuruldugu 1299 yilina kadar geçen zaman dilimini içerir.
d) Dördüncü Evre: Osmanli Devleti’nin kuruldugu 1299 yilindan, Istanbul’un Türkler tarafindan alindigi 1453 yilina kadar geçen zaman dilimini içerir.
2. Gelisim Dönemi: 1453 yilindan, Lale Devri’nin bitimi olan 1730 yilina kadar geçen zamani kapsar.
3. Doruk Dönemi: 1730 yilindan, mehterhane’nin kaldirilarak, yerine, batili anlamda boru takiminin kuruldugu 1826 yilina kadar geçen zaman dilimini içerir.
4. Degisim Dönemi: 1826 yilindan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruldugu 1923 yilina kadar geçen zaman dilimini kapsar.
5. Atilim Dönemi: 1923 yilindan, Hüseyin sadeddin Arel’in Istanbul Belediye Konservatuvari’na atandigi 1943 yilina kadar geçen zaman dilimini içerir.
6. Yeni Dönem: 1943 yilindan günümüze kadar geçen zaman dilimini kapsar*.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   
=======BAŞADÖN=================================== . 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 4.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.4. Türk Halk müziğinin genel özelliklerini açıklar.

Konular : Türk halk müziğinin genel özellikleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, sunum, soru cevap, tartışma, araştırma, inceleme.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, Türk halk müziğinin kaynakları, işlediği konular, yapısı (uzun hava, kırık hava) ve

çalgıları ile ilgili araştırma yapmaları, elde ettikleri bulgularla sunum yapmaları istenir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Halk Müziğinin Tanımı ve Özellikleri Hakkında Bilgiler

Halkın estetik yaratıcılığını yansıtan; yarattığı, söylediği, sevdiği ve çalıp türküleri ve ezgileriyle dinlediği müziğe, halk müziği denir. Halk müziği büyük bir içtenlikle türküleriyle çalınıp söylenmesine karşın, yalın, yapmacıksız bir tavıra sahiptir. Kaynağında ait olduğu toplumun asırlar içinde oluşturduğu bir ruh ve duyuş tarzının dışa vurumu vardır. Halk müziği ürünleri, müzik düşüncesinin yalın yolla açık ve yetkin biçimde anlatıldığı güçlü örneklerdir. Bu nitelikleriyle bilim ve sanat için birinci sınıf malzeme olma özelliği taşırlar.

Halk müziği, geleneğe bağlı olmasından dolayı, kendisine özgü kuram ve teknikleri de, geçmişten günümüze taşımıştır. Söz gelimi, bin yıllık Türk müziği ses sistemi, halk müziği bünyesinde değişmeden bugün de yaşamaktadır. Sanat müziğini etkileyip, ona ulusal tat ve renk vermesinden dolayı daha geniş toplum kesimleri tarafından benimsenmiştir. Halk müziği ürünlerini “bireysel” ve “anonim” olmak üzere, iki grupta toplamak mümkündür. Aslında anonim olarak isimlendirilen ürünlerin başlangıçta bir yaratıcısı vardır. Zaman içinde ilk yaratıcıları unutulmuştur. Anonim sözcüğü “ortaklık, herkese ait olabilir” anlamına gelir. Halk müziği ürünleri, diğer halk kültürü ürünlerinde olduğu gibi, yaratımda değil, kullanımda anonim nitelik taşır. Bireysel ürünler ise, yaratıcılarının isimlerini taşırlar. Halk müziğinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

Halkın benimsediği ezgilere bağlı ürünler, türküler, kulaktan kulağa yayılarak öğrenilirler ve bu nedenle zaman içinde birtakım değişikliklere uğrarlar ve bu yönleriyle süreklilik gösterirler.

Yaratıcısının kim olduğu bilinmeyen ve halkın ortak malı hâlinde yaşayan ürünler; türküler, bu yönüyle anonim olarak kabul edilirler.

Halk müziği ürünleri icrada sanatsal bir iddia taşımazlar.

En değerli ürünleri, çoğu kez ücra köşelerde ve yaşlıların belleğinde yaşatılır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   =======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 5.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.3. İkili ve üçlü yatay aralığı tanır.

Konular : İkili ve üçlü yatay aralık.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, sunum, soru cevap, tartışma, araştırma, inceleme.

⇒ Etkinlikler : İki sesin art arda tınlamasından oluşan aralığın yatay (melodik) aralık olduğu belirtilir. Öğrencilere, seslerin yüksekliklerini ayırt etmelerine yönelik uygulamalar yaptırılır.

Öğrencilerden verilen seslerin üzerine büyük ikili (B2’li), küçük ikili (K2’li), büyük üçlü (B3’lü) ve küçük üçlü (K3’lü) aralıkları yazmaları istenir.

Öğrenme öğretme süreci :

Aralık konusu müzikte, özellikle de çok sesli müzikte önemli. Çünkü armoninin temelini oluşturur. Armoni seslerin dikey olarak incelendiği bir müzik kolu. Örneğin “akor (triad)” armonik bir kavramdır ve aralıkların birleşiminden oluşurlar.

Aralık kelimesi müzikte iki ses arasındaki uzaklığı belirtmek için kullanılır. İngilizcede “interval”, bir çok başka dilde de benzer kelimelerle ifade edilir. Interval kelimesi Latince “intervellum” kelimesine dayanır.

Aralık kavramı için çeşitli tanımlar yapabiliriz.

1. İki ses arasındaki uzaklık
2. İki ses arasındaki frekans farkı
3. İki perde arasındaki uzaklık (gitarı gözünüzün önüne getirebilirsiniz)
4. İki ses arasındaki yükseklik farkı (kalınlık-incelik)

Aralıkları “melodik” ve “armonik” olarak ikiye ayırabiliriz. İki ses art arda duyulursa/çalınırsa melodik aralık, aynı anda duyulursa/çalınırsa armonik aralık olarak adlandırılır.

Aralık konusu piyanodan yararlanarak anlamaya çalışacağım. Piyano; batı müziğinde kullanılan tampere sistemi en iyi anlayabileceğimiz enstruman. Tampere sistemde 1 oktavlık ses bölümü eşit olarak 12’ye bölünür. Piyano tuşlarına bakacak olursanız, Do notasından diğer Do notasına kadar beyaz ve siyah tuşları saydığınızda toplam 12 tane olduğunu görecekseniz (ikinci do hariç tabiki). Komşu sesler tam ve yarım aralık olarak adlandırılır.

Aralıkları adlandırırken rakamlardan ve bazı kelimelerden yararlanırız, büyük üçlü,  tam beşli,  büyük altılı gibi. Örneğin; Do ve Re sesleri büyük ikili aralık, Do ve Sol sesleri ise  tam beşli aralık olarak adlandırılır. Aşağıda görselde piyano tuşları üzerinde notaları görüyorsunuz. Yanaşık notalar ikili aralık oluştururlar, yanaşık olmayan notalar ise uzaklık derecelerine göre daha büyük rakamlarla ifade edilirler.

İlk sesimizi Do olarak düşünüp aralıkları ona göre hesaplayalım. Üstte yazan rakamlar aslında bize her şeyi anlatıyor.

Do-Re: İkili aralık
Do-Mi: Üçlü aralık
Do-Fa: Dörtlü aralık
Do-Sol: Beşli aralık
Do-La: Altılı aralık
Do-Si: Yedili aralık
Do-Do (oktav): Sekizli aralık

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

     

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 6.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.6. Millî bilinç kazandıran marşları tanır.

Konular : Millî bilinç kazandıran marşlar.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Grup çalışması, yaparak yaşayarak öğrenme, kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Yurt sevgisi, millî birlik, bayrak sevgisi, Atatürk sevgisi, Kurtuluş Savaşı ve hürriyet konularını içeren marşlar seçilir. Bu marşların notaları ve sözlerinin yazılı olduğu çalışma yaprakları hazırlanarak öğrencilere dağıtılır. Önemli gün ve haftalarda öğrenilen marşlar söylenir.

Öğrenme öğretme süreci :

Milli bilinç kazandıran marşlar 

Milli bilincin hissini her zaman yaşamak ve yaşatmak adına yazılmış olan marşlarımız şunlardır;

Cumhuriyet marşı

İstliklal marşı

İzmir marşı

gençlik marşı

İleri marşı

Sakarya marşı

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 7.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.3. İkili ve üçlü yatay aralığı tanır..

Konular : İkili ve üçlü yatay aralık.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma.

⇒ Etkinlikler : İki sesin art arda tınlamasından oluşan aralığın yatay (melodik) aralık olduğu belirtilir. Öğrencilere, seslerin yüksekliklerini ayırt etmelerine yönelik uygulamalar yaptırılır. Öğrencilerden verilen seslerin üzerine büyük ikili (B2’li), küçük ikili (K2’li), büyük üçlü (B3’lü) ve küçük üçlü (K3’lü) aralıkları yazmaları istenir..

Öğrenme öğretme süreci :

Aralık konusu müzikte, özellikle de çok sesli müzikte önemli. Çünkü armoninin temelini oluşturur. Armoni seslerin dikey olarak incelendiği bir müzik kolu. Örneğin “akor (triad)” armonik bir kavramdır ve aralıkların birleşiminden oluşurlar.

Aralık kelimesi müzikte iki ses arasındaki uzaklığı belirtmek için kullanılır. İngilizcede “interval”, bir çok başka dilde de benzer kelimelerle ifade edilir. Interval kelimesi Latince “intervellum” kelimesine dayanır.

Aralık kavramı için çeşitli tanımlar yapabiliriz.

1. İki ses arasındaki uzaklık
2. İki ses arasındaki frekans farkı
3. İki perde arasındaki uzaklık (gitarı gözünüzün önüne getirebilirsiniz)
4. İki ses arasındaki yükseklik farkı (kalınlık-incelik)

Aralıkları “melodik” ve “armonik” olarak ikiye ayırabiliriz. İki ses art arda duyulursa/çalınırsa melodik aralık, aynı anda duyulursa/çalınırsa armonik aralık olarak adlandırılır.

Aralık konusu piyanodan yararlanarak anlamaya çalışacağım. Piyano; batı müziğinde kullanılan tampere sistemi en iyi anlayabileceğimiz enstruman. Tampere sistemde 1 oktavlık ses bölümü eşit olarak 12’ye bölünür. Piyano tuşlarına bakacak olursanız, Do notasından diğer Do notasına kadar beyaz ve siyah tuşları saydığınızda toplam 12 tane olduğunu görecekseniz (ikinci do hariç tabiki). Komşu sesler tam ve yarım aralık olarak adlandırılır.

Aralıkları adlandırırken rakamlardan ve bazı kelimelerden yararlanırız, büyük üçlü,  tam beşli,  büyük altılı gibi. Örneğin; Do ve Re sesleri büyük ikili aralık, Do ve Sol sesleri ise  tam beşli aralık olarak adlandırılır. Aşağıda görselde piyano tuşları üzerinde notaları görüyorsunuz. Yanaşık notalar ikili aralık oluştururlar, yanaşık olmayan notalar ise uzaklık derecelerine göre daha büyük rakamlarla ifade edilirler.

İlk sesimizi Do olarak düşünüp aralıkları ona göre hesaplayalım. Üstte yazan rakamlar aslında bize her şeyi anlatıyor.

Do-Re: İkili aralık
Do-Mi: Üçlü aralık
Do-Fa: Dörtlü aralık
Do-Sol: Beşli aralık
Do-La: Altılı aralık
Do-Si: Yedili aralık
Do-Do (oktav): Sekizli aralık

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

    

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 8.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.7. Atatürk’ün güzel sanatlara ve güzel sanatlar içinde müziğe verdiği öneme

sözlerinden örnekler sunar.

Konular : Atatürk’ün güzel sanatlara ve güzel sanatlar içinde müziğe verdiği önem.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma, araştırma, inceleme.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, Atatürk’ün müzikle ilgili sözleri ve güzel sanatlara verdiği önemi araştırarak sunum yapmaları istenir. Atatürk’ün müzikle diğer güzel sanatlar arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirdiği vurgulanır.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Atatürkün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürkün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir.

Atatürk,sanatla ilgili düşüncelerini,Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir. Atatürkün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır.

Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır: "Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."

Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade ediliştir: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir," "Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur," "Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir." Atatürkün bu sözleri, sanalla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir.

Atatürk’ ün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır:
"Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır."
"Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."

Büyük bir sanatsever olan Atatürk’ ün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir:

"Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler.

Atatürk‘ün Müzik Anlayışı

İnsanlığın ortak dili olarak müzik, yine insanlığın ortak mirası olan uygarlık yolundaki konum ve katkıların da göstergesidir.

ATATÜRK; müziği, ulusların kültürel kimliğinin kazanılması, korunması, tanıtımı ve kuşaklara aktarılmasında en etkin unsurların başında görüyordu.

ATATÜRK, bir müzisyen olmasa da derin bir müzik kültürü ve anlayışına, zevkine sahipti. Müziği seviyordu. Şu sözleri bunu anlatmaktadır:
"Müzik, yaşamın bir parçası değil kendisidir. Yani 'Hayat Müziktir.' Müzik ile alakası olan tek varlık, insandır. Müziksiz bir hayat da zaten mevcut değildir."

Evet ATATÜRK ne kadar da haklıydı; müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci, kendisiydi. Ancak, müziğin türü üzerinde dikkatle durulmalı, düşünülmeliydi.

ATATÜRK, Türk müziğine alaturka damgasını vuranlardan değildi, hele Arap, Fars ve Bizans müziklerinden etkilenmiş olduğu görüşünü asla kabul etmemiş.

Atatürk‘ün müzik hakkındaki düşünce ve sözleri :
‘’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir’’
‘’Efendiler! Hepiniz milletvekili olabilirsiniz! Bakan olabilirsiniz! Hatta Cumhurbaşkanı
olabilirsiniz! Fakat sanatkar olamazsınız!’’
‘’Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir’’
‘’Biz Batı musikisini saygıyla dinlediğimiz gibi, bizim musikimiz de bütün dünyada saygıyla
dinlenilecek bir halde olmalıdır.’’
‘’Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan varlıklar insan
değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır.Müziksiz hayat zaten var olamaz.Müzik hayatın neşesi , ruhu , sevinci ve her şeyidir.Yalnız , müziğin türü üzerinde düşünmeye değer.’’
‘’Bir millet sanat ve sanatkardan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz.

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   

=======BAŞADÖN===================================
   

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 9.hafta :

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.3. İkili ve üçlü dikey aralığı tanır.

Konular : İkili ve üçlü dikey aralık.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma.

⇒ Etkinlikler : İki sesin aynı anda tınlamasından oluşan aralığın dikey (armonik) aralık olduğu belirtilir. Öğretmenin vereceği sesler üzerine, öğrencilerin istenen aralıkları (B3’lüye kadar) yazmaları istenir. Klavyeli bir çalgıyla çalınacak aralıkları duyma çalışmaları yapılır.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Aralık konusu müzikte, özellikle de çok sesli müzikte önemli. Çünkü armoninin temelini oluşturur. Armoni seslerin dikey olarak incelendiği bir müzik kolu. Örneğin “akor (triad)” armonik bir kavramdır ve aralıkların birleşiminden oluşurlar.

Aralık kelimesi müzikte iki ses arasındaki uzaklığı belirtmek için kullanılır. İngilizcede “interval”, bir çok başka dilde de benzer kelimelerle ifade edilir. Interval kelimesi Latince “intervellum” kelimesine dayanır.

Aralık kavramı için çeşitli tanımlar yapabiliriz.

1. İki ses arasındaki uzaklık
2. İki ses arasındaki frekans farkı
3. İki perde arasındaki uzaklık (gitarı gözünüzün önüne getirebilirsiniz)
4. İki ses arasındaki yükseklik farkı (kalınlık-incelik)

Aralıkları “melodik” ve “armonik” olarak ikiye ayırabiliriz. İki ses art arda duyulursa/çalınırsa melodik aralık, aynı anda duyulursa/çalınırsa armonik aralık olarak adlandırılır.

Aralık konusu piyanodan yararlanarak anlamaya çalışacağım. Piyano; batı müziğinde kullanılan tampere sistemi en iyi anlayabileceğimiz enstruman. Tampere sistemde 1 oktavlık ses bölümü eşit olarak 12’ye bölünür. Piyano tuşlarına bakacak olursanız, Do notasından diğer Do notasına kadar beyaz ve siyah tuşları saydığınızda toplam 12 tane olduğunu görecekseniz (ikinci do hariç tabiki). Komşu sesler tam ve yarım aralık olarak adlandırılır.

Aralıkları adlandırırken rakamlardan ve bazı kelimelerden yararlanırız, büyük üçlü,  tam beşli,  büyük altılı gibi. Örneğin; Do ve Re sesleri büyük ikili aralık, Do ve Sol sesleri ise  tam beşli aralık olarak adlandırılır. Aşağıda görselde piyano tuşları üzerinde notaları görüyorsunuz. Yanaşık notalar ikili aralık oluştururlar, yanaşık olmayan notalar ise uzaklık derecelerine göre daha büyük rakamlarla ifade edilirler.

İlk sesimizi Do olarak düşünüp aralıkları ona göre hesaplayalım. Üstte yazan rakamlar aslında bize her şeyi anlatıyor.

Do-Re: İkili aralık
Do-Mi: Üçlü aralık
Do-Fa: Dörtlü aralık
Do-Sol: Beşli aralık
Do-La: Altılı aralık
Do-Si: Yedili aralık
Do-Do (oktav): Sekizli aralık

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

 

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 10.hafta :

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.3. İkili ve üçlü dikey aralığı tanır.

Konular : İkili ve üçlü dikey aralık.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma.

⇒ Etkinlikler : İki sesin aynı anda tınlamasından oluşan aralığın dikey (armonik) aralık olduğu belirtilir. Öğretmenin vereceği sesler üzerine, öğrencilerin istenen aralıkları (B3’lüye kadar) yazmaları istenir. Klavyeli bir çalgıyla çalınacak aralıkları duyma çalışmaları yapılır.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Aralık konusu müzikte, özellikle de çok sesli müzikte önemli. Çünkü armoninin temelini oluşturur. Armoni seslerin dikey olarak incelendiği bir müzik kolu. Örneğin “akor (triad)” armonik bir kavramdır ve aralıkların birleşiminden oluşurlar.

Aralık kelimesi müzikte iki ses arasındaki uzaklığı belirtmek için kullanılır. İngilizcede “interval”, bir çok başka dilde de benzer kelimelerle ifade edilir. Interval kelimesi Latince “intervellum” kelimesine dayanır.

Aralık kavramı için çeşitli tanımlar yapabiliriz.

1. İki ses arasındaki uzaklık
2. İki ses arasındaki frekans farkı
3. İki perde arasındaki uzaklık (gitarı gözünüzün önüne getirebilirsiniz)
4. İki ses arasındaki yükseklik farkı (kalınlık-incelik)

Aralıkları “melodik” ve “armonik” olarak ikiye ayırabiliriz. İki ses art arda duyulursa/çalınırsa melodik aralık, aynı anda duyulursa/çalınırsa armonik aralık olarak adlandırılır.

Aralık konusu piyanodan yararlanarak anlamaya çalışacağım. Piyano; batı müziğinde kullanılan tampere sistemi en iyi anlayabileceğimiz enstruman. Tampere sistemde 1 oktavlık ses bölümü eşit olarak 12’ye bölünür. Piyano tuşlarına bakacak olursanız, Do notasından diğer Do notasına kadar beyaz ve siyah tuşları saydığınızda toplam 12 tane olduğunu görecekseniz (ikinci do hariç tabiki). Komşu sesler tam ve yarım aralık olarak adlandırılır.

Aralıkları adlandırırken rakamlardan ve bazı kelimelerden yararlanırız, büyük üçlü,  tam beşli,  büyük altılı gibi. Örneğin; Do ve Re sesleri büyük ikili aralık, Do ve Sol sesleri ise  tam beşli aralık olarak adlandırılır. Aşağıda görselde piyano tuşları üzerinde notaları görüyorsunuz. Yanaşık notalar ikili aralık oluştururlar, yanaşık olmayan notalar ise uzaklık derecelerine göre daha büyük rakamlarla ifade edilirler.

İlk sesimizi Do olarak düşünüp aralıkları ona göre hesaplayalım. Üstte yazan rakamlar aslında bize her şeyi anlatıyor.

Do-Re: İkili aralık
Do-Mi: Üçlü aralık
Do-Fa: Dörtlü aralık
Do-Sol: Beşli aralık
Do-La: Altılı aralık
Do-Si: Yedili aralık
Do-Do (oktav): Sekizli aralık

   

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 11.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: E.1. Yatay aralıklardan ezgi oluşturur.

Konular : Yatay aralıklardan ezgi oluşturma.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma, yaratma üretme, yaparak yaşayarak öğrenme.

⇒ Etkinlikler : Bildiği yatay aralıklar ve ritim kalıplarını kullanarak ezgi oluşturmaları istenir. Oluşturulan ezgileri seslendirmeye yönelik etkinlikler düzenlenir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Bilinen yatay aralıklarla ve ritim kalıplarıyla tahtaya birkaç örnek çizilir. Sonrada öğrencilerden kendi yaratıcılıklarını kullanarak basit ezgiler oluşturması istenir.

 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  =======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 12.hafta :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.1. Müzikte kullanılan anahtarları tanır.

Konular : Müzikte kullanılan anahtarlar.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, soru cevap, tartışma.

⇒ Etkinlikler : Öğretmen, müzikte kullanılan anahtarlara neden ihtiyaç duyulduğunu ve bu anahtarların hangi amaçla kullanıldığını açıklayarak bilgi verir. Tahtaya anahtarların şekilleri çizilerek tanıtılır. Notaların, farklı anahtarlar kullanarak farklı isimler aldıkları belirtilerek öğrencilerin dizek üzerinde anahtarları tanımalarına yönelik çalışmalar yapılır.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Anahtar(Açkı) (ing. clef): Anahtar portenin temel elemanıdır. Portenin başına yerleştirilir. Notaların adlandırılmasını sağlar.

Sol Anahtarı: Portenin alttan ikinci çizgisinden başlayarak çizilir. İkinci çizginin üzerindeki nota Sol adını alır. Sol anahtarı insan sesiyle yaklaşık frekanslarda ses veren enstrümanlar için kullanılır. Keman, gitar, flüt, bağlama, kaval, ud gibi enstrümanların notaları Sol anahtarı kullanılarak yazılır.

 

Fa Anahtarı: Portenin üstten ikinci çizgisinden başlayarak çizilir. Üstten ikinci çizginin üzerindeki nota Fa adını alır. Fa anahtarı pes frekanslardaki sesleri yazmak için kullanılır. Bu sesleri Sol anahtarıyla göstermek çok fazla ek çizgi kullanımı gerektireceğinden, pes frekanslarda ses veren bas gitar, çello, kontrbas, piyano (sol el) gibi enstrümanların notalarının yazımı için Fa anahtarı kullanılır.

 

Do Anahtarları : En yaygın türleri portenin alttan üçüncü ve dördüncü çizgilerine konur ve konuldukları çizgiye yazılan notalar "Do" adını alır. Do anahtarı orta frekanstaki sesleri göstermek için kullanılır. Viyola gibi çalgıların notalarının yazımı için Do anahtarı kullanılır. En yaygın kullanılan Do anahtarları tenor ve alto anahtarlarıdır:

 

 

 
=======BAŞADÖN===================================

   Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 13.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: B.2. Dinlediği eserlerde hız, gürlük ve anlatım terimlerini ayırt eder.

Konular : Müzikte hız, gürlük ve anlatım terimleri.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden seçilen eseri/eserleri, öğrendikleri hız, gürlük ve anlatım terimlerine dikkat ederek dinlemeleri istenir. Dinletinin sonunda terimleri ayırt etmeleri sağlanır.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

“Söyleme-Çalma” öğrenme alanı A.2. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (A.2. Eserleri hız, gürlük

ve anlatım terimlerine uygun olarak seslendirir.)

 

HAREKET (HIZ) TERİMLERİ :

Bir parçanın yavaş ya da hızlı çalınmasını belirleyen unsura müzikte hareket, bunları ifade eden terimlere de hareket (hız)terimleri denir. Ayrıca hareket yani hız terimleri metronom denilen bir aletle de belirlenmektedir ve en doğrusu da budur.

Ana Hız Basamakları:

Adagio : Ağır

Andante : Orta Yavaş

Moderato : Orta çabuk

Allegro : Çabuk, neşeli 

Ara Hız Basamakları:

Rittardando : Gittikçe ağırlaşarak

Accelerando : Çabuklaştırarak, acele ederek

Largo : Çok Ağır

Presto :Çok Çabuk
    Gürlük (Nüans ) Terimleri:

Müzikte Çalarken ve söylerken seslendirdiğimiz eserlerin ne anlatmak istediğini iyi yansıtabilmek için gürlük(nüans) terimlerine ihtiyaç duyarız . Bunlar iki grupta incelenir. 

Ana Gürlük Basamakları:

Piano : Hafif gürlük, p harfiyle gösterilir.

Mezzopiano : Orta hafif, mp harfleriyle gösterilir.

Mezzoforte : Orta kuvvetli, mf harfleriyle gösterilir.

Forte : Kuvvetli gürlük, f harfiyle gösterilir. 

Ara Gürlük Basamakları:

Pianissimo : Çok hafif gürlük, pp

Fortissimo : Çok kuvvetli gürlük, ff 

Anlatım Terimleri:

Animato : Coşkulu, canlı, diri

Vivace : Canlı

Commodo: Dingin (Sakin)

Doloroso: Üzüntülü

Scherzando: Şakacı

Mesto: Hüzünlü

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  =======BAŞADÖN===================================

   Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 14.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.2. Eserleri hız, gürlük ve anlatım terimlerine uygun olarak seslendirir.

Konular : Müzikte hız, gürlük ve anlatım terimleri.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Hazırlanmış eser, öğrenciler tarafından terimlere uymadan seslendirilir. Eser ikinci kez öğretmen tarafından seslendirilir. Öğrenciler, öğretmenin yaptığı seslendirme sırasında kullanılan terimleri işaretler. Öğretmen, bu seslendirmeler arasındaki farka dikkat çekerek öğrencilerden eseri, terimlere uygun olarak seslendirmelerini ister.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Öğrencilerin tanımadığı terim ve işaretler hakkında bilgi verilerek uygulanmalıdır. “Dinleme” öğrenme alanı. B.2. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (B.2. Dinlediği eserlerde hız, gürlük ve anlatım terimlerini ayırt eder.)

 

HAREKET (HIZ) TERİMLERİ :

Bir parçanın yavaş ya da hızlı çalınmasını belirleyen unsura müzikte hareket, bunları ifade eden terimlere de hareket (hız)terimleri denir. Ayrıca hareket yani hız terimleri metronom denilen bir aletle de belirlenmektedir ve en doğrusu da budur.

Ana Hız Basamakları:

Adagio : Ağır

Andante : Orta Yavaş

Moderato : Orta çabuk

Allegro : Çabuk, neşeli 

Ara Hız Basamakları:

Rittardando : Gittikçe ağırlaşarak

Accelerando : Çabuklaştırarak, acele ederek

Largo : Çok Ağır

Presto :Çok Çabuk

    Gürlük (Nüans ) Terimleri:

Müzikte Çalarken ve söylerken seslendirdiğimiz eserlerin ne anlatmak istediğini iyi yansıtabilmek için gürlük(nüans) terimlerine ihtiyaç duyarız . Bunlar iki grupta incelenir. 

Ana Gürlük Basamakları:

Piano : Hafif gürlük, p harfiyle gösterilir.

Mezzopiano : Orta hafif, mp harfleriyle gösterilir.

Mezzoforte : Orta kuvvetli, mf harfleriyle gösterilir.

Forte : Kuvvetli gürlük, f harfiyle gösterilir. 

Ara Gürlük Basamakları:

Pianissimo : Çok hafif gürlük, pp

Fortissimo : Çok kuvvetli gürlük, ff 

Anlatım Terimleri:

Animato : Coşkulu, canlı, diri

Vivace : Canlı

Commodo: Dingin (Sakin)

Doloroso: Üzüntülü

Scherzando: Şakacı

Mesto: Hüzünlü

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

    Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 15.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.8. İki ve üç bölümlü biçimleri ayırt eder.

Konular : Müzikte iki ve üç bölümlü biçimler.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : İki ve üç bölümlü (AB ve ABA) biçimlerden oluşan eser/eserler dinletilir. Öğrencilerden hazırlanan çalışma yaprağındaki eser/eserler üzerinde AB ve ABA biçimlerindeki A ve B bölümlerini farklı renklerle işaretlemeleri istenir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Müzik eserlerinin yapısal özellikleri (motif, cümle, dönem) hakkında bilgi verilmelidir.

[!] W. A. MOZART’ın “Küçük Bir Gece Müziği” 3. bölüm (menuet) dinletilebilir.

 

Müzik farklı seslerin uyumlu olarak bir arada kullanılması ile oluşan sanat anlayışıdır. Bu seslerin bir arada kullanılma biçimi eserin yaratıcısı, icracısı ve dinleyicisi için oldukça önemlidir. Bir müzik eserinin sağlam bir üslup içerisinde oluşmasını sağlayan temel unsurlar bulunmaktadır.

Bestecinin dinleyiciye ulaşmasını sağlayan temel unsurlar, Müzikal İfade içerisinde yer almaktadır. eserin yapısal özelliklerini belirleyen yapının en temel yapısı ise müzik cümlesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki yapı, müzik içerisinde hayati öneme sahip oluşumlardır.

Müzikal İfade
Müzik aracılığı ile duygu ve düşüncelerin anlatılma biçimine, kavramsal olarak müzikal ifade ya da müzikal anlatım denilmektedir. Başka bir ifade ile eserde yorumun ön plana çıkması olarak da tanımlanabilir. Müzik bir anlatım biçimidir ve müzikle, ruhsal durumlar anlatılabileceği gibi nesneler de anlatılabilir. Anlatımdaki güç ne kadar doğru olursa müzik de o kadar etkili olmuştur demektir.

Müzikal ifadenin olması için, tempo, nüans, aksan gibi belirli öğelerin olması gereklidir. Bunlara ek olarak yorumcunun esere kattığı yaratıcılık da müzikal ifadenin önemli ayrıntılarındandır.

Anlatım biçimi ile ilgili olarak, müzikologların pek çok çalışması vardır. Korku, öfke, kin, tutku, gece, ışık vb gibi olguların müzik ile nasıl ifade edilebileceğini araştırmışlardır. Bu çalışmalar doğrultusunda, eserlerin anlatımı ile ilgili pek çok veri elde edilmiştir.

Bu verilerden yola çıkarak: Dinginlik hissinin verilmesinde; müzikte geçkiler kullanılmaz, seslerin değerleri daha uzun olarak kullanılır. Korku ve dehşet kavramlarının anlatımında; uyumsuz ses ve akorlar kullanılır. Eşit olmayan değerler, temponun hızlanması biçimi ile desteklenir. Öfke ve kinin anlatımında; gergin akorlar kullanılır. Kromatik sesler ve diatonik yapı kullanılarak anlatım kuvvetlendirilir. Fırtına değişken hızlar ve ani kreşendolar ve karmaşık ritimler ile anlatılırken, gece; yumuşak nüansları, uyumsuz sesler ile kullanarak ifade edilir. Güneş ve ışık; düzenli tartımlar ile parlak nüanslar yardımı ile anlatılır. Müzikal ifade de tıpkı dil gibi doğada var olanı taklit ederek onu anlatır. Bu anlatımda ikisi de seslerin zenginliğinden yararlanır.

Müzik Cümlesi
Bir müzik eserinin en küçük ve öznel parçası olan motifin geliştirilmesi ile ortaya çıkan melodik, armonik ve ritmik yapısıyla bir bütünlük içeren küçük anlamlı parçalar, cümle olarak tanımlanır. Dilde ve edebiyatta sözcüklerin oluşturduğu anlamlı kelime gruplarına cümle denildiği gibi, müzikte de anlamlı seslerin oluşturduğu yapıya müzik cümlesi denilmektedir.

Müzik eseri içerisinde cümle en önemli parçalardan biridir çünkü cümle, müzik eserinin içeriğini anlatan müzikal bir düşünce taşımaktadır. Ayrıca eserin biçim özelliklerini de yansıtan temel öğe olarak yine müzik cümlesi karşımıza çıkmaktadır.

Genel olarak bir müzik cümlesi dört ölçüden oluşmaktadır. Tabi bu bir kural olmadığı gibi daha uzun ya da daha kısa ölçüleri olan müzik cümleleri de bulunmaktadır. Ancak cümlenin en önemli özelliği, kadansla sona ermesidir. Kadanslar bu cümlelerin noktalama işaretleri gibi kullanıldığı için oldukça önemlidir. Müzik eserlerinde cümle, eserin karakterini ve anlatım biçimini belirleyen temel unsur olduğu için, yerinde ve doğru yapılmış cümlelemeler eserin gücünü, vurgusunu ve hitap gücünü arttıracak, dinleyiciyi daha fazla eserin içerisine çekerek dinlenilmesini ve yorumlanmasını güçlendirecektir.

                                                                                                   Kaynakça: Ömer Hoşnut

  

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 16.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.2. Basit ölçüleri açıklar.

Konular : Basit Ölçüler.

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaratma-üretme, Orff yöntemi.(Orf yöntemi: İçi boş şişeler, tahta parçaları, öğrenci sırası, kalem,  kurumuş tomurcuklar vb.ile ritm tutma)

⇒ Etkinlikler : 2/4’lük, 3/4’lük ve 4/4’lük ölçülerden oluşan tartım çalışmaları yaptırılır. Bu ölçülerde yazılmış çalışma yaprakları hazırlanarak eksik bırakılan ölçü sayısının, nota değerlerinin ve ölçü çizgilerinin öğrenciler tarafından tamamlanması istenir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci : 2/4’lük, 3/4’lük ve 4/4’lük ölçülerin vuruşları yaptırılmalıdır. “Müziksel Yaratıcılık” öğrenme alanı E.3. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (E.3. Dağarcığındaki basit ölçülerde yazılmış eserlere uygun ritim eşliği oluşturur.).

Öğrencilere kalemlerini kullanarak sıralara 2/4’lük, 3/4’lük ve 4/4’lük ölçülerin vuruşları yaptırılır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 17.hafta :

⇒ Ders saati: 1

 

⇒ Kazanımlar: B.1. Sesin temel özelliklerini açıklar.

 

⇒ Konular : Sesin temel özellikleri.

 

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi

 

⇒ Etkinlikler : Öğretmen sesin temel özelliklerini (sesin yüksekliği, gürlüğü, niteliği ve süresi) içeren bilgileri açıklar. İnsan sesi ve farklı çalgı seslerinin özelliklerini yansıtan ses kayıtlarını dinletir. Öğrencilerin sesin temel özelliklerine dikkatleri çekilerek yorum yapmaları istenir.

 

Ses nedir? Sesin özellikleri nelerdir?

Ses kulağın duyabileceği basit titreşimlerdir. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmaları,duygu ve düşüncelerini aktarabilmeleri için konuşmaları gerekir. Konuşmanın temel öğesi sestir.

Ses denince aklımıza, atmosferde yol alan titreşimler gelir. Atmosferde titreşen bir nesne, çevresindeki hava moleküllerini hareket ettirir. Hava moleküllerinin dairesel hareketi, kulakların hissedebileceği basınç değişimi dalgaları yaratır. Farklı tireşimler yayan nesnelerden farklı sesler duymamızın nedeni, ses dalgalarının frekansındaki farklılıklardır. Frekans (ya da bir sesin perdesi), ses dalgalarının bir saniyedeki döngü sayısıdır. Birimiyse “Hertz”dir (Hz). Yüksek frekanslı sesleri, “yüksek perde” olarak duyarız. Polis düdüğü ya da siren sesi gibi yüksek perdeli sesler, saniyede binlerce döngüden oluşan, yüksek frekanslı seslerdir. Uzaktaki bir gökgürültüsünün ya da tuba gibi müzik aletlerinin sesi, alçak perdeli, yani düşük frekanslıdır. Sağlıklı bir insan, 20 – 20.000 Hertz arasındaki sesleri işitebilir. En duyarlı olduğu seslerse, 500 – 8000 Hertz aralığındakilerdir. Bu aralık, insanların konuşma seslerine karşılık gelir.

Sesler, yoğunluklarına, başka bir deyişle yüksekliklerine göre de sınıflandırılabilir. Bu, sesin basınç düzeyidir ve “desibel”le (dB) ölçülür. Ses ne kadar yüksekse, ses basıncının desibeli de o kadar yüksek değerdedir. Basıncı 120 – 140 desibelin üstündeki sesler insanları rahatsız eder.

Sesin Özellikleri:

Bir sesi başka bir sesten, aşağıdaki üç özelliğinden yararlanarak ayırabiliriz.

1.Sesin Şiddeti

Sesin kuvvetli yada zayıf olmasıdır.

2.Sesin Yüksekliği

İnce sesi, kalın sesten ayıran özelliğe denir. Sesin yüksekliğini, saniyedeki titreşim sayısı (frekansı) belirler. Saniyede 300 kez titreşen telin çıkardığı ses, 200 kez titreşen telin çıkardığı sesten daha incedir.

3.Sesin Tınısı

Ses kaynağının cinsini belirlemeye yarayan özelliğidir. Keman sesini mandolinden, kaval sesini flütten ayıran özelliktir. Aynı yükseklikte ve aynı şiddete başka başka müzik aletlerine ait sesleri kulağımızın ayırt etme özelliğidir.

Bir ses kaynağından yayılan ses dalgaları, çevredeki bazı ses kaynaklarını titreştirebilir. Frekansları aynı olan kaynaklardan biri titreştirildiğinde diğer ses kaynağının etki ile titreşmesine rezonans (tınlaşım) denir.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Söyleme-Çalma” öğrenme alanı A.1. kazanımla ilişkilendirilmelidir.

(A.1. Sesi tekniğine uygun olarak kullanır.).

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 18.hafta :

⇒ Ders saati: 1

 

⇒ Kazanımlar: A.1. Sesi tekniğine uygun olarak kullanır.

 

⇒ Konular : Sesi tekniğine uygun olarak kullanma.

 

⇒ Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi

 

⇒ Etkinlikler : Öğrencilere;

Nefes, Vücut yumuşaklığı rahatlığı, Dil-konuşma, ana öğeleri hakkında bilgi verilir. Bu bilgiler kesik (staccato) ve bağlı (legato) tekniklerle, “s” konsonu kullanılarak nefes çalışmaları, “sa”, “se”, “si”,“so”, “su”,“ya”, “ye”, “yi”, “yo”, “yu”, vb. hecelerle yapılan ses açma çalışmalarıyla ve vücut yumuşaklığı için yapılabilecek hareketlerle desteklenir.

 Sesin kullanımı, konuşmada ve şarkı söylemede farklılık gösterdiğinden sesin doğru teknikle kullanımını vurgulayan çalışmalar yapılır.

 

Sesinizi doğru kullanmak için 4 temel kural bulunur:

1. Uygun postür (Vücut duruşu)

2. Yeterli nefes desteği

3. Sağlıklı ses çıkarma tekniği

4. Ses boşluklarını uygun kullanma

Vücut duruşu (Postür), sesinizi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok etkiler. Postür, sesin iskeleti gibidir. Doğru duruş pratik olarak şöyle tanımlanabilir: ayaklarınız omuz genişliğinde açık, bir ayak diğerine göre biraz daha önde, dizleriniz hafice bükük (geriye kilitlenmemiş) vücut ağırlığınız ayak tarak kemiklerinde (topuklarda değil), bedeniniz dik (sopa yutmuş gibi değil!) kulak kepçesi yaklaşık omuz hizasında ve başınız hiçbir fazladan güç harcamayacak şekilde omuzlarınızın üzerinde dengede durmalıdır. Başın bu durumu, bir tenis topunun raketin ortasında eli hareket ettirmeden dengede ve hareketsiz durması gibidir. Boynunuz ve ses kaynağı olan gırtlağınız başınızı 'taşımaz' ve başı dengede tutmak için boyun kasları kasılıp gırtlağı da sağa sola çekiştirmez. İşte size mümkünse ayna karşısında uygulayabileceğiniz basit bir Postür egzersizi:

1- Ayağa kalkın. Belinizden aşağı eğilin (belinizin üstü tamamen gevşek olacak şekilde). Omurgalarınız tek tek üst üste gelecek şekilde (bu tek tek düzeltme işlemini hissedin) ve daha sonra boyun ve başınızı bu sıraya uydurarak doğrulun. Böylece beliniz, sırtınız, boynunuz ve başınız aynı doğru üzerine gelmiş olacaktır.

2- Bu duruşu bozmadan kollarınızı gökyüzüne uzatın, rahat bir nefes alıp tutun, kollarınızı aşağıya serbestçe indirin ve nefesinizi verin

3- Bedeniniz yukarıda tanımlandığı gibi diri bir duruştayken şunları yapın:

    - yüzünüze parmaklarınızla masaj yaparak yüz kaslarını gevşetin

    - hayali bir sakız çiğneyerek çene kaslarını gevşetin

    - boyun kaslarını ısıtmak için yavaş ve nazik hareketlerle sağa, ortaya, sola ve yukarı, ortaya, aşağı doğru başınızı çevirin

Nefes desteği; sesi oluşturan enerjinin ta kendisidir. Nefes aldığınız zaman akciğerlere dolan havanın sıkıştırılmasıyla sesin temel enerjisi oluşur. Göğüs ve karın boşluğunuzu esnek bir silindir gibi düşünün. Aldığınız nefesin bu silindirin içinde sıkışıp dışarı verilmesi (ancak sıkıştırma enerjisinin sese dönüşümü sırasında olan değişimi aşağıdan yukarıya doğru itme şeklinde değil; yukarıdan aşağı ilerleyen bir güç aktarımı olarak hissedin) sırasında gırtlak sadece bir transformatör görevi görmelidir. Sesin kaynağı gırtlak değildir. Ses enerjisini daha içinizdeyken bilinçli farkındalık ile hissedebilirseniz, gırtlak bu enerjinin geçerken uğradığı ve 'uğramışken değiştiği' bir durak haline gelir. İşte o zaman sesiniz vahşi bir kısrak olmaktan çıkar, düşündüğünüz her şeyi harfiyen yerine getiren bir yarış atına dönüşür. Nefes egzersizlerine iki örnek verecek olursak:

1- Nefes açma

    - bedeninizdeki hayali silindiri düşünerek burnunuzdan içeri (ses çıkarmadan) hava doldurun

    -  'ssss' sesini çıkararak bu havanın tamamını (nefessiz kalıncaya dek) dışarı verin

    -  derin bir nefes alın (bu nefes, açıcı nefes olarak tanımlanır)

2- Nefes kontrol

    - tekrar burundan sessiz nefes alın

    - dudaklarınızı titreştirerek (lip trill) içinizden /bbuuu/ sesini çıkarmayı düşünerek nefesinizi yine sonuna kadar verin. (Lip trill yapamıyorsanız nefesinizi /fff/ sesiyle verin)

     - açıcı nefesle egzersizi tamamlayın

Sağlıklı ses çıkarma işlemi, aslında ilk basamaklardaki beden duruşu ve yeterli nefes desteğinin düzeltilmesi ile kendiliğinden oluşabilir. Gırtlağımız, akciğerlerden gelen basınçlı havanın enerjisini ses telleri yardımıyla sese dönüştüren bir 'ses kutusu' gibidir. Bu aşamada temel olay, sesin oluşumunda yer alan kasların doğru çalışmasıdır. Ancak bu durumun özellikle profesyonel sese dönüştürülmesi; yeteneğin çok uzun ve zahmetli bir eğitimle meyve vermesi ile gerçekleşir. Ses egzersizlerine örnek verelim:

1. Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

     - rahat bir tonda /mmm/ sesi çıkarın ve titreşimi üst dişlerin arkasında hissetmeye çalışın

     - bu sesle tonu siren ötermiş gibi inceltip kalınlaştırın

2.  Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

     - 'lip trill' e rahat bir ses ekleyin. Lip trill yapamıyorsanız nefesinizi /fff/ sesiyle verirken /vvv/ sesine dönüştürün

      -  aynı sesle, tonu inceltip kalınlaştırın

 Ses boşluklarını uygun kullanma, yani rezonansı ayarlama işlemi; sesin rengini ve şeklini oluşturmaktan ibarettir. Eğer ses gırtlaktan çıktığı anda bir avuç çamursa, ağızdan çıktığı ana kadar anlam yüklü bir heykel halini alır. Ses tellerinden sonraki boğaz ağız ve burun boşlukları sesin kişiye özel halini almasını sağlar. Zira ses tellerinden çıkan ham ses, bir cızırtıya (gerçekten!) benzer. Bu cızırtı, ağzımızdan çıkan sesin kaynaktan yeni çıkmış ilk halidir.Sesinizi doğru kullanıyorsanız, elmacık kemiklerinizin arkasında titreşimi hissetmeniz gerekir. Bu, yüz kemiklerine iletilen ses enerjisinin ifadesidir ve sesin yankı boşluklarının kullanımının göstergesidir. Bu boşluklarda ses çıkarılması sırasında yapılan değişiklikler (dil-damak hareketleri, boğazın daralıp genişlemesi vb) sesin konuşma halini almasını sağlar. (Bu durum ses fiziğinde kaynak-filtre teorisi olarak bilinir)

Ses boşlukları uygun kullanılmazsa ses telleri bu durumu telafi etmek için yanlış yollara sapar. Böylece ayakkabı sıktığı için eğri basan ayakta oluşan nasırlara benzeyen ses teli nodülleri oluşabilir. Çok sayıdaki rezonans egzersizlerinden biri olan genizden konuşma (twang) egzersizini örnek verelim:

Bu egzersizin temeli; ses tellerinin yukarısında, boğazda oluşturulan 'halkanın' (boğazdaki belli kasların kasılarak ses yolunu megafona benzer huni şekline benzetmesi), ses tellerine yüklenmeden ses gücünü artırmasını sağlamaktır. Böylece çıkan sesi ve bu sıradaki boğazın pozisyonunu bilinçli farkındalıkla hissedip, sonra bu abartılı durumu yumuşatarak geliştirmek amaçlanır.

1. Burundan sessiz bir nefesle başlayın,

    - çocuk filmlerindeki kıkırdayan cadıların gülüşlerine benzeyen 'hiih hih hihhiiii' sesini taklit etmeye çalışın. Benzer sesi bazı sokak satıcılarının megafon kullanmadan kalabalık caddelerde onca gürültülünün arasından kulağınıza ulaşan sesinde bulabilirsiniz. Amerikan 'country-western' tarzı şarkılarda da benzer sesi duymanız mümkündür.

2. Burundan sessiz bir nefes alın,

    - çıkardığınız geniz sesini kullanarak daha temiz ve yumuşak bir /iii/ haline getirmeye çalışın ve a,e,o u gibi diğer seslilere de uygulayın

     - bu sesi, tonu tizleştirip pestleştirerek (her sesli için) çalışın

     - güçlü geniz sesiyle yumuşak sesinizi harmanlamaya, farklı oranlarda  karıştırmaya çalışarak güçlü ve yumuşak bir ton bulmaya çalışın.

3. Burundan sessiz bir nefes alın,

      - yeni ses tekniği ile gazete okuyun, sohbet edin

      - tekniği kullandıkça kelimelerin ağzınızın içinde nasıl tını zenginliği oluşturduğunu duyumsayacaksınız

Sesinizi doğru kullanıyorsunuz. Ancak iyi korumuyorsanız bütün emek ve yetenekleriniz boşa gider. Mükemmel bir maratoncusunuz. Koşucu olarak üstün yetenekleriniz var. Yıllarca çalışıp olimpik dereceler almışsınız. Ayaklarınız sizin için ne kadar değerlidir? Ayağınıza sıkan bir ayakkabı giyip halı sahada futbol maçı yapar mısınız?

Sesinizi korumak için basit öneriler:

1- Ses tellerinizi nemli tutun

     - bol su  için -günde 8-10 bardak (idrarınız beyaz çıksın)

     - kafeinden uzak durun, duramıyorsanız aynı miktar suyla telafi edin

     - bazı ilaçlar(alerji, grip ilaçları vb)

     - alkol de kurutur, fazladan su içmelisiniz

     - yaşadığınız ortamın nem oranı düşükse iş ve ev gibi kapalı ortamlarda nemlendirici cihazlar kullanabilirsiniz.

2- Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın. Duman, solunum yollarının örtüsüne zarar verir. Ses tellerinde ödemden kansere kadar ulaşabilen kalıcı hasarlara yol açar. Sesi zamanla kabalaştırır ve sizi siz olmaktan çıkarır.

3- Boğaz temizleme alışkanlığınız varsa kurtulun

4- Bağırarak veya yüksek sesle konuşmayın

5- Günlük ses kullanım limitlerinizi aşmanız gerekiyorsa ses istirahatıyla dengeleyin

6- İlaç kullanımına dikkat edin

7- Mide asit reflüsü varsa mutlaka önlemini alın.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Ses açma çalışmalarında ses türüne göre ses sınırlarının aşılmamasına dikkat edilmeli ve ses açma çalışmalarında klavyeli bir çalgıdan yararlanılmalıdır. “Dinleme” öğrenme alanındaki B.1. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (B.1. Sesin temel özelliklerini açıklar.).

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

   Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 1.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.4. Kanon seslendirmeye istekli olur.

⇒ Konular : Kanon.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : -Grup çalışması, Gösterip yaptırma, Yaratma-üretme, Yaparak-yaşayarak öğretim, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilere “Daha önce seslendirdiğiniz kanon var mı?

Örnekleyebilir misiniz?”, “Adlarını hatırlıyor musunuz?” şeklinde

sorular sorarak konuya dikkat çekilir. Hatırladıkları kanonlardan örnekler sunmaları istenir. Öğretilecek kanon önce unison daha sonra da iki gruba ayrılarak seslendirme çalışmaları yapılır.

 

Müzikte Kanon Kısaca Nedir?

 

Müzikte kanon bir çeşit çok seslilik kuralı üzerine yapılmış olup, belli zaman aralığında başlangıç melodisinin belirli yada diğer bir perdeden taklit edilme durumuna dayalı parçalara verilen bir isimdir. Eski Yunan dilinde Kanon yasa veya kural olarak biliniyordu.

Müzikte kanon yapma takliti aynı değere sahip, daha uzun değere sahip yada daha kısa değerlere sahip olan notalar ile yapılır. Bir melodinin başlangıcında ki ilerleyiş yönü taklitinde tersine çevrile bilmektedir. Örnek olarak, taklitinde şarkı, ezgi geriye doğru okunur ve aralıklar herhangi bir değişiklik yapılmaksızın tersine doğru hareket ettirilir veya hem ezgi, hem aralıklar tersine hareket ettirilmektedir.

Kanon Yapmak Nedir? Her Parça Kanon Olur mu?

2 sesten oluşan bir kanon en an 2 kişi olmak üzere peş peşe okunur yada çalınır. Daha önce başlayan okuyucu 2 numaralı yere geldiği zaman 2. kişi numaralı yerden başlar, böylece 2 kişi aynı parçayı peş peşe başlayarak aynı zamanda çalmış ya da okumuş olur. Bu duruma “kanon yapmak” denilmektedir. Ayrıca her parça kanon olmaz.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : İki sesli kanonlar seçilmelidir.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

   Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 2.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.6. İki sesli eserleri seslendirir.

⇒ Konular : İki sesli eserler.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : -Grup çalışması, Gösterip yaptırma, Yaratma-üretme, Yaparak-yaşayarak öğretim, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerin seviyelerine uygun iki sesli eserler seçilir. Sınıf ikiye ayrılarak iki sesli eserleri seslendirme çalışmaları yapılır.

  MÜZİKTE ÇOK SESLİLİK

1-Birçok ses ya da çalgının türleri hesaba katılmadan bir araya getirilmesine verilen ad.

2-Birçok sesin, kontrapunto kurallarına uygun olarak yazımı. [Eşanl. POLİFONİ.]

-Dilbil. Çoksesli yazı göstergelerinin belirgin niteliği.

-Çoksesli müzik, teksesli bir ezgiye doğaçlamadan bir ses ekleyerek eşlik etmekten doğdu. Eşlik eden bu ses, ezgisel ve ritmik bağımsızlığını XI. yy.’da kazandı. XII. ve XIII. yy.’larda, Nötre -Dame de Paris okulunun conductum’a-rındave/Ars antiqua’nn motet’lerinde, bu iki partiye, tiz tarafta özgür ya da teması gregorius ilahilerinden alınmış bir ya da iki parti daha eklendi. Bu ezgiler, ritim dayanakları üzerinde birleşiyor ve bundan da uyumlu ya da uyumsuz akorlar ortaya çıkıyordu. XIV. yy.’da Ars nova bu akorların önemini vurgulayarak armoni duygusunu ön plana aldı. XV yy.’da müzik bas partisine dayandırılarak, çoksesliliğin ritmik ve melodik türdeşliği artırıldı. Bas partisi, dikey karşılaşmalarda belirleyici bir rol oynamaya başladı. Başlıca özelliği yatay (ezgisel) hareketlerle dikey (armonik) hareketler arasındaki denge olan ve Palestrina, Victoria, Lassus gibi bestecilerin sonra yeniden ele alacakları taklit yöntemini kullanan bu sanatın başlıca temsilcileri Josquin Des Pres, G. Dufay, J. Ockeghem’dir. 1600 dolaylarında, müzikli dramın doğusuyla gerçekleşen reform, çalgı müziği alanına (ricercare, füg) kaydırılmış olan bu besteleme tekniğini bir kenara itti.

Bununla birlikte vokal çokseslilik, J. S. Bach’ın kantatlarında, Mozart’ın missalarında, Hândel, Mendelssohn ve Honegger gibi bestecilerin oratoryolarında ya da Liszt, Verdi, Debussy, Ravel, Poulenc gibi bestecilerin motetlerinde ya da, capella şansonlarında gelişimini sürdürdü.

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmen, yatay ve dikey çok seslilik

hakkında bilgi vermelidir.

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

     

=======BAŞADÖN===================================

   Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 3.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.5. İki diyezli ve iki bemollü majör-minör tonaliteleri tanır.

⇒ Konular : İki diyezli ve iki bemollü majör-minör tonaliteleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : -Anlatım, Soru-cevap, Tartışma.

⇒ Etkinlikler : Öğretmen tahtaya re ve si dizisi yazarak öğrencilerden değiştirici işaretleri kullanıp majör-minör dizileri oluşturmalarını ister. İki diyez alan (fa#, do#) dizinin “re majör”, ilgili minörünün “si minör” olduğu, iki bemol alan (sib , mib) dizinin “sibmajör”, ilgili minörünün “sol minör” olduğu açıklanır. Bu diziler çıkıcı, inici ve arpej olarak seslendirilir.

   

Ton - Majör - Minör nedir - Atonal müzik – Tonalite

Bir resmin ana malzemesi renkler ise muzigin renkleri de tonlardir. Her bir tonun ayri bir rengi ve ifade ozelligi vardir.

Tonalite ikiye ayrilir: Major Tonlar / minor tonlar.

Notalarin belirli bir sirayla dizilmesine GAM denir. Gamlar, tonlarin listeleridir (Su ton, su su su seslerden olusur gibi...)

Yalnizca tonal muzikte degil, makamsal yapidaki modal muzikte ve atonal modern muzikte de gamlar vardir. Cunku her turlu muzigi olusturan, o muzigin notalarinin bagli bulundugu ses dizileridir.

- atonal muzik yirminci yuzyilin baslarinda ortaya cikmis her hangi bir tona bagli olmadan yazilan muzik turudur. Tonalitenin ortadan kalkisiyla da Modern Muzik donemi baslamistir.

- Modal muzik ise muzigin baslangici olar, makamlardan olusan muzik turudur. Bu makamlar cok genis kapsamlidir. Modern muzikte de kullanilirlar. Kilise muziginden caz muzigine kadar uzanirlar. Ayrica iclerindeki bazi makamlarda klasik muzikte kullandigimiz Major ve ninor tonlar da mevcuttur.]

Tonlarin olusmasinda onemli olan Major gamin dizilis kuralidir. Cunku minor tonlar Major tonlardan turemislerdir.

Bu dizilis yarim seslerle tam seslerin yan yana gelis kuralidir. Yani kac tane yarim sesin yanina kac tane tam ses koyarsak Major gami olustururuz ?

Cevap: 2 tane tam sesin yanina 1 yarim ses, 3 tam ses ve 1 yarim ses daha koyarsak Major gami olusturmus oluruz.

Bu kurali uygulayarak her bir notadan bir Major gam elde edebiliriz.

Ancak bir gam dizisinde onemli olan, notalari siralarken daima bir sonraki nota adinin kullanilmasi ve ayni nota adinin iki kez tekrar edilmemesidir.

Yani, nota sirasi Do.re,mi,fa,sol,la,si,do'dur. Bu siraya la'dan baslarsak la,si,do,re,mi,fa,sol,la olur. Simdi biz bu Major gam formulunu fa notasindan baslayarak uygulayalim.

Fa,sol,la,sib,do,re,mi,fa. (Eger burada sib yerine la# dersek nota adini tekrar etmis ve si'yi kullanmadan direk do'ya gecmis oluruz, yani sira bozulur.)

Simdi ayni formulu bu sefer solden itibaren uygulayalim:

Sol,la,si,do,re,mi,fa#,sol . Bu sefer de solb yerine fa# kullandik. Aksi takdirde sira bozulurdu.

Goruldugu gibi bir gamda bemol diger gamda da diyez kullanmis olduk. Demek ki bazi gamlarda diyez bazilarinda ise bemol kullaniyormusuz.

iste bu yuzden gamlari da ikiye ayirarak inceliyoruz:

- Diyezli Gamlar

- Bemollu Gamlar

Biz simdi her sesin uzerine 2 tam bir yarim, uc tam bir yarim kurmakla ugrasmayacagiz onlari kurulmus halleri ile ogrenecegiz.

Diyez veya bemolun ortak adina ariza denir. Biraz once sol'den baslayarak kurdugumuz Sol Major gaminda bir tek ariza vardi o da fa diyez. Simdi anlatacagim sey bemollu veya diyezli gamlarin neye gore siralandigi:

Cevap: Ariza sayisina gore. Yani: Tek diyezli Major gam

iki diyezli Major gam

Uc diyezli Major gam vs.

Veya:

Tek bemollu Major gam

iki bemollu Major gam

Uc bemollu Major gam vs. gibi.

Tonlari siralarken kullanacagimiz bu yontemde bemoleri veya diyezleri kafamiza gore siralayamiyoruz. Ornegin uc diyezli Major gam La Major ise ve bunun diyezleri fa diyez,do diyez,sol diyezse biz bunu fa diyez,sol diyez,do diyez diye soyleyemeyiz.

Cunku bemollerin ve diyezlerin belirli bir sirasi vardir ve bu sira tonlarin kucukten buyuge ariza sayilarinin siralanmasindan olusmustur.

Diyezlerin sirasi: fa do sol re la mi si

Bemollerin sirasi: si mi la re sol do fa

(Yani birbirlerinin tersi)

Simdi bu ogrendiklerimize gore butun Major tonlari yazabiliriz.

Diyezli Tonlar:

Tek diyezli Major gam SOL MAJOR (FA#)

2 diyezli Major gam RE MAJOR (FA# DO#)

3 diyezli Major gam LA MAJOR (FA# DO# SOL#)

3 diyezli Major gam Mi MAJOR (FA# DO# SOL# RE#)

5 diyezli Major gam Si MAJOR (FA# D0# SOL# RE# LA#)

6 Diyezli Major gam FA Diyez MAJOR (FA# D0# SOL# RE# LA# Mi#)

BEMOLLU TONLAR:

Tek bemollu Major gam Fa MAJOR (Sib)

iki bemollu Major gam Sib MAJOR (Sib Mib)

Uc bemollu Major gam Mib MAJOR (Sib Mib Lab)

Dort bemollu Major gam Lab MAJOR (Sib Mib Lab Reb)

Bes bemollu Major gam Reb MAJOR (Sib Mib Lab Reb Solb)

Alti bemollu Major gam SOLb MAJOR (Sib Mib Lab Reb Solb Dob)

Goruldugu gibi listelerin ikisinde de DO MAJOR yoktur. Cunku D0 MAJOR kurulusu itibariyle icerisinde hic bir ariza barindirmayan tek Major gamdir.

Bir parca eger Mib MAJOR ise o parcanin her satirinin basinda Sib Mib ve Lab arizalari vardir. Iste bir parcanin tonunu da oradan anlariz.

Peki bu parcanin tonunu bulma islemi nasil olur?

Eger tek,diyezli,tek bemollu veya iki diyezli, iki bemollu,sirasinii cok iyi ezberlemissek hemen buluruz.

Bunun disinda bir yontem daha vardir:

Diyezli tonlarda porte basindaki en son diyezin yarim ses ustu bize MAJOR TONALITENIN ADINI VERIR. Yani portenin basinda bes tane diyez var bunlar fa# do# sol# re# la#, en son diyez la# olduguna gore la#'in yarim ses ustu si'dir. Demek ki parcanin tonu da Si MAJOR'dur (Yada ilgili minorudur ancak bu konu ile ilgili bilgileri yazinin ilerleyen kisimlarinda aciklayacagim).

Bu yontem bemollu tonlarda farklidir. Mesela bir parcanin basinda dort bemol var bunlar da sib mib lab reb bu sefer sondan bir onceki bemol bize Major tonun kendisini verir. Burada sondan bir onceki bemol lab olduguna gore parcanin tonu da Lab MAJOR olur. Bir tek Fa Major'u bu yontemle bulamayiz cunku tek bemollu Major gamdir. Sondan ikinci diye bir olay olmayacagina gore tek bemollu Major gam FA MAJOR diye ezberlemek en iyisidir.

 minor tonlar

Her minor ton bir Major tonun akrabasidir. Dolayisiyla her Major tonun da bir ilgili minoru vardir.

Buna gore her Major gami VI. sesinden baslatip bir oktav cikarsak o gamin ilgili minorunu calmis oluruz.

Ancak minor gamlar uce ayrilir:

- Dogal minor

- Armonik minor

- Melodik minor

-Yukarida VI. sesten baslayarak yaptigimiz ornekte olusturdugumuz gam dogal minor'dur. Armonik veya melodik minorleri olusturmak cok kolaydir. Armonik minorde gamin VII. sesi yarim ses tizlesir.

Melodik minorde de VI. ve VII. sesleri yarim ses tizlesir. Ancak melodik minor, dogal minor olarak geriye doner. Dogal minor teorik bir yapidir. Genelde kullanilmaz, en gecerli olani armonik minordur.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmen armonik ve melodik minör dizilerinin özelliklerini de açıklamalıdır.  “Söyleme-Çalma” öğrenme alanı A.7. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (A.7. Majör-minör tonalitelerden oluşan eserler seslendirir.)

   

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   

=======BAŞADÖN===================================

  

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 4.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.7. Majör-minör tonalitelerden oluşan eserler seslendirir.

⇒ Konular : Majör-minör tonalitelerden oluşan eserler.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Grup çalışması, Gösterip yaptırma, Yaratma-üretme, Yaparak-yaşayarak öğretim, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğretmen, majör-minör tonalitelerde (iki diyezli ve iki bemollü) yazılmış eserlerden oluşan çalışma yapraklarını öğrencilere dağıtır. Eserin tonalitesini duyurmak/hissettirmek için dizisi ve arpeji seslendirilir. Eser öğretmen tarafından çalınır ve deşifresi yaptırılarak seslendirmeye yönelik etkinlikler düzenlenir.

   

Majör Kalıp

Majör ingilizce büyük, Minör ise küçük demektir. Aralıklarda da zaten örneğin; K3’lü yerine zaman zaman yada alternatif olarak m3’lü dediğimiz zamanlar olmakta. Dizi veya tonalite olarak majör ve minör, kuruluş kalıplarına bağlı olarak ilk üç sesin aralık yapısına bağlı olarak isim almaktadırlar.

Majör Kalıp: Majör kalıp sekiz ses ve 2 tam 1 yarım 3 tam 1 yarım aralıklarından oluşan dizini ismidir.

Hiç ağırza ( değiştirme işareti ) almayan dizi Do majör dizisidir. Diğer majör diziler değiştirme işareti almaktadır. Çünkü başka bir sesten başlandığnda 2 tam 1 yarım 3 tam 1 yarım sıralaması oluşmayacaktır. Bu sebepten dolayı aralıklarda olduğu dibi dizi ve gamları kurarken hesaplamak ve istenen forma sokmak gerekir.

Minör Kalıp:
Minör kalıp sekiz ses ve 1 tam 1 yarım 2 tam 1 yarım 2 tam aralıklarından oluşan dizinin ismidir.

Hiç değiştirme işareti almayan minör dizinin ismi La minör dizisidir. Majör kalıpda olduğu gibi minör dizilerde de diğer minör gamları hesaplarken değiştirme işaretlerinden istifade edilir.

 

Minör Kalıplar

Doğal Minör Kalıbı: 1 tam 1 yarım 2 tam 1 yarım 2 tam aralıklarından oluşan dizidir

Armonik Minör Kalıbı: Doğal minör kalıbın 7’ci derecesinin ½ ses inceltilmiş halidir.

Melodik Minör Kalıbı: Doğal minör kalıbın 6’ncı 7’nci derecesinin ½ ses inceltilmiş halidir. Melodik minör gam melodik minör olarak çıkar doğal minör olarak iner.

   

İlgili Minör:

Her majör kalıbın bir ilgili minörü vardır. Yada başka bir değişle her majör kalıp içinde bir minör kalıp barındırmaktadır. Bu minör kalıbın isminede İlgili Minör denmektedir

İlgili minör; majör gamın tonik derecesinden 3 ses 1½ ton aşağı inilerek (kalına, peste inilerek) bulunmaktadır. Örneğin Do majör gamının ilgili minörünü bulmak için Do sesinden kendi de dahil olmak üzere 3 ses 1½ ton inelim. Do, Si, La. Üç ses indik. Do – Si arası ½ ton, Si – La arasıda 1 ton. Toplamda 1½ ton yaptı. Yani Do dan 3 ses 1½ ton aşağı indiğimiz zaman elde ettiğimiz nota La notasıdır. O zaman Do majörün ilgili minörü La minördür

   

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Müziksel Algı ve Bilgilenme” öğrenme alanı C.5. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (C.5. İki diyezli ve iki bemollü majör-minör tonaliteleri tanır.).

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

   

=======BAŞADÖN===================================

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 5.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.3. İstiklal Marşı’nı nefes yerlerine dikkat ederek söyler.

⇒ Konular : İstiklal Marşı’nı nefes yerleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak, yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasının sözleri tahtaya yazılır. Sözler üzerinde nefes yerleri belirtilir. Öğrencilerden, diyafram nefesi kullanarak ve nefes yerlerine dikkat ederek İstiklal Marşı’nı söylemeleri istenir.

   

İSTİKLÂL MARŞI NEFES ALMA YERLERİ

  

İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinden bu yana Türkiye Cumhuriyetinin ulusal bağımsızlığının simgesidir.  Mehmet Akif Ersoy,  yazdığı bu eseri kendi şiirlerini topladığı “Safahat” adlı antolojisine koymayarak bu eserin asıl sahibinin Türk Milleti olduğuna işaret etmektedir.  Düzenlenen güfte yarışmasında 724 şiirden biri olan İstiklal Marşı’nın şairi ve dönemin Burdur Millet vekili olan Mehmet Akif Ersoy, yarışmanın para ödüllü olması dolayısıyla yarışmaya katılmayı arzu etmemiş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin yoğun ısrarları üzerine İstiklal Marşı’nı kaleme almıştır. İstiklal Marşı 1924 yılından 1930 yılına kadar Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi ile söylenmiş, 1930’dan sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün bestesi ile değiştirilmiştir. Günümüzde hala Osman Zeki Üngör’ün bestesi söylenmektedir. Tamamı 10 kıtadan oluşan ve ilk iki kıtası bestelenen İstiklal Marşı’mızın armonilemesini Edgar Manas, bando editlemesi düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır.

 

İstiklal Marşı’nın söylenmesi esnasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. İstiklal Marşı okunurken sözlerindeki derinliği hissetmenin yanı sıra, Türk milletinin zaferinin simgesi olması dolayısıyla coşkulu, tempolu ve gür bir sesle söylenilmelidir. İstiklal Marşı’nın Ölçüsü 4/4’lüktür ve okunurken ilk üç vuruşta beklenilmelidir. Marşın yanlış söylenilmesine mahal vermemek için önceden marşın iki kıtasının da ezberlenmesi uygun görülmektedir. Marş okunurken, Marşın söylenilmesini yöneten kişinin hareketlerine uyulmalıdır. Birlikte ve aynı anda söylenilmeye özen gösterilmelidir. Vurgulamalara ve sondaki sessiz harflerin duyulması dikkat edilmeli, doğru yerlerde nefes alınması gerekmektedir.

 

İstiklal Marşı’nın nefes yerleri aşağıda / işaretiyle belirtilmektedir:

   

Korkma sönmez bu şafaklarda / yüzen al sancak /

Sönmeden yurdumun üstünde / tüten en son ocak

O benim milletimin / yıldızıdır parlayacak

O benimdir, / o benim milletimindir ancak

 

Çatma kurban olayım / çehreni ey nazlı hilâl

Kahraman ırkıma bir gül, ne / bu şiddet bu celâl

Sana / olmaz dökülen / kanlarımız sonra helâl

Hakkıdır, / Hakk’a tapan milletimin istiklâl

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmenin elinde İstiklal Marşı’nın ses kaydı ve/veya piyano eşliği

bulunmalıdır. 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve M. Akif Ersoy’u anma günü ile ilgili çalışmalar yapılır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  =======BAŞADÖN===================================

  

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 6.hafta :

 

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.6. Türk müziği ses sistemini tanır.

⇒ Konular : Türk müziği ses sistemi.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Araştırma-inceleme.

⇒ Etkinlikler : Türk müziğinde kullanılan ses değiştirici işaretler gösterilir. Türk müziği ses sistemini ve işaret tablosunu tanımaya yönelik çalışmalar yapılır.

   

Türk Müziği Ses Sistemi

TÜRK MÜZİĞİNDE DİZİ MEYDANA GETİRMEYE YARAYAN
ÖZEL DÖRTLÜ ve BEŞLİLER
Aralıklar konusunu anlatırken tam ses, yarım ses gibi kavramlardan söz etmiştik. Şimdi önce
tam ses veya tam aralık, sonra da yarım ses veya yarım aralık dediğimiz şeyin ne olduğunu
öğrenelim.
Türk müziğinde tam ikili aralık, küçük küçük birbirine eşit dokuz parçanın birleşmesinden
meydana gelmiştir. Bu küçük parçaların her birine koma adı verilir. Örneğin bir telin do sesini
alacağımız yerine parmağımızla basalım. Sonra ikinci parmağımızla re sesini alabileceğimiz
bir yerine basalım. İki parmağımız arasında kalan uzaklığı ölçüp dokuza bölersek, iki
parmağımız arasında kalan uzaklığın 1/9 ‘ini buluruz. İşte bu tam ikili aralık arasındaki her
1/9 parçaya 1 koma adı verilir.

TÜRK MÜZİĞİ SİSTEMİ VE İKİLİ ARALIKLAR
Türk müziğinde herhangi bir tam ses pestten tize doğru 1. , 4. , 5. , 8. , ve 9. komalarda birer
diyeze; yine tizden petse doğru 1. , 4. , 5. , 8. , ve 9. komalarda da birer bemole sahiptir.
Bütün bu diyez ve bemollerin özel şekilleri vardır.

TÜRK MÜZİĞİNDE İKİLİ ARALIKLARIN
İSİMLENDİRİLMESİ ve DEĞİŞTİRME İŞARETLERİ
Türk müziğinde diyez ve bemolden söz ederken diyezin tanımında, değeri kadar
tizleştirir, bemolün tanımında ise değeri kadar pestleştirir diyeceğiz. Bunun nedeni Türk
müziğinde değişik koma değerlerine sahip olmasındandır. Diğer bir deyişle diyez ve
bemollerin değerleri birbirinden farklıdır. Batı müziğinde Do-re ikili aralığı tam ses olarak
tanımlanıyorsa, Türk müziğinde artık bu aralığa tanini aralığı diyeceğiz ve bunu “T” harfiyle
simgeleyeceğiz. Aynen mi-fa; si-do aralığına yarım ses tanımı yerine bakiye diyeceğimiz ve
bunu “B” harfiyle göstereceğimiz gibi. Bu harfler tek başına ne diyezi ne de bemolü gösterir
sadece iki ses arasında matematiksel değer olarak kaç komalık bir aralık bulunduğunu anlatır.
Türk müziği sisteminde herhangi bir işaretle değişmemişse mi-fa, si-do aralığı dört koma
(bakiye)aralığıdır. Bu aralığın simgesi de “B” dir
Gördüğümüz bu değişik aralıklar, değişik sıralamalarla yan yana gelerek çeşni adını
verdiğimiz dörtlü ve beşlileri oluştururlar. Bu dörtlü ve beşliler değişik sıralamayla eklenerek
makam dizilerimizi meydana getirirler
Çeşni lezzet, tad demektir. Türk müziğinin temelini çeşni adını verdiğimiz dörtlüler ve
beşliler oluşturur. Bu dörtlü ve beşlilerin bir çoğu tam dörtlü ve beşlilerdir. Bu dörtlü ve beşlilerin birbirine eklenmesinden ise Türk müziğinin çeşitli farklılıktaki makamları oluşur.

ÖZEL DÖRTLÜLER : Üç aralığının toplamı 22 koma olan tam dörtlülerdir. Buradan da
anlaşılacağı gibi bir çeşninin tam dörtlü olması için üç aralığının toplamının 22 koma olması
gerekir.
1-Çargah Dörtlüsü
2-Buselik Dörtlüsü
3-Kürdi Dörtlüsü
4-Rast Dörtlüsü
5-Uşşak Dörtlüsü
6-Hicaz Dörtlüsü
Ufuk Şahin
Özgürcan Ediş

ÖZEL BEŞLİLER : Dört aralığının toplamı 31 koma olan tam beşlilerdir. Buradan da
anlaşılacağı gibi bir çeşninin tam beşli olması için dört aralığının toplamının 31 koma olması
gerekir.
1-Çargah Beşlisi
2-Buselik Beşlisi
3-Kürdi Beşlisi
4-Rast Beşlisi
5-Hüseyni Beşlisi
6-Hicaz Beşlisi

   

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmen “koma” nın tanımını vermelidir. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler haftası etkinliklerine yer verilir..

   

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 7.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: C.7. Türk müziği usullerinin vuruşlarını tanır.

Konular : Türk müziği usullerinin vuruşları.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Tahtaya iki çizgi çizilir. Usul vuruşlarında üstteki çizginin sağ elle, alttaki çizginin sol elle vurulacağı, kuvvetli zamanın sağ elde “düm” hecesiyle, zayıf zamanın sol elde “tek” hecesiyle söyleneceği vurgulanır. Örnek eser/eserler seçilerek öğrencilerden seslendirme çalışmaları yaparken vuruşları uygulamaları istenir.

   

Türk Müziğinde Kullanılan Basit Usuller

NİM SOFYAN
İki zamanlıdır.
2/4 lük ve 2/8 lik değerlerde vurulur.
DÜM 1 zamanlı – kuvvetli
TEK 1 zamanlı – yarı (orta) kuvvetlidir.
Bu usulde oyun havaları, türküler ve marşlar yazılmıştır

SEMAİ
Üç zamanlıdır.
3/4 lük ve 3/8 lik değerlerde vurulur.
DÜM 1 zamanlı – kuvvetli
TEK 1 zamanlı – yarı kuvvetli
TEK 1 zamanlı – zayıftır.
Bu usulde oyun havaları ve şarkılar yazılmıştır

SOFYAN
Dört zamanlıdır.
İki Nim Sofyan’ın birleşmesinden meydana gelir.
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE 1 zamanlı – yarı kuvvetli
KE 1 zamanlı – zayıftır.
4/8, 4/4,4/2 lik değerlerde vurulur

TÜRK AKSAĞI
Beş zamanlıdır.
Bir Nim Sofyan ve bir Semai’nin birleşmesiyle meydana gelir.
DÜ- ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE- EK 2 zamanlı – yarı kuvvetli
TEK 1 zamanlı – zayıftır.
5/8 ve 5/4 lük değerlerde vurulur

YÜRÜK SEMAİ
Altı zamanlıdır.
İki Semai veya üç Nim Sofyan’dan meydana gelmiştir.
DÜM l zamanlı – kuvvetli
TEK l zamanlı – yarı kuvvetli
TEK l zamanlı – zayıf
DÜM l zamanlı – zayıf
TE-EK 2 zamanlı – yan kuvvetlidir
6/8, 6/4 ve 6/2 lik değerlerde vurulur.
6/4 Sengin Semai, 6/2 Ağır Sengin Semai olur.

DEVR-İ HİNDİ
Yedi zamanlıdır.
Bir Semai ve bir Sofyan’dan meydana gelir. (Bazen bir Semai ve iki Nim Sofyan vurulur.)
DÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TEK l zamanlı – yarı kuvvetli
TEK l zamanlı – zayıf
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE – EK 2 zamanlı – zayıftır.
7/8 ve 7/4 lük değerlerde vurulur

DEVR-İ TURAN
Yedi zamanlıdır.
Eskiden bu usüle Mandıra adı da verilmiştir.
Bir Sofyan ve bir Semai’den meydana gelmiştir.
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE – EK 2 zamanlı – zayıf
TE- E- EK 3 zamanlı – yarı kuvvetlidir.
7/16 ve 7/8 lik değerlerde vurulur

DÜYEK
Sekiz zamanlıdır. îki Sofyan’dan meydana gelir.
DÜM l zamanlı – yarı kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – kuvvetli
TEK l zamanlı – yarı kuvvetli
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – zayıftır.
8/8 ve 8/4 lük vurulur. 8/4 Ağır Düyek adını alır

MÜSEMMEN
Sekiz zamanlıdır.
Eskiden bu usüle Katikofti de denilmiştir.
Bir Semai, bir Nim Sofyan ve yine bir Semai’den meydana gelir.
DÜ-Ü-ÜM 3 zamanlı – kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – zayıf
TE-E-EK 3 zamanlı – yarı kuvvetlidir.
8/8 lik değerde vurulur.

AKSAK
Dokuz zamanlıdır. Bir Sofyan ve bir Türk Aksağından oluşur.
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE 1 zamanlı – yarı kuvvetli
KE 1 zamanlı – zayıf
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – yarı kuvvetli
TEK 1 zamanlı – zayıftır

RAKS AKSAĞI
Dokuz zamanlıdır.
Bir Türk Aksağı ve bir Sofyan’dan meydana gelir.
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE-E-EK 3 zamanlı – yarı kuvvetli
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – zayıftır.
9/8 lik değerde vurulur

CURCUNA
On zamanlıdır. İki Türk Aksağından meydana gelir.
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE 1 zamanlı -zayıf
KA-A 2 zamanlı – yarı kuvvetli
DÜ-ÜM 2 zamanlı – kuvvetli
TE-EK 2 zamanlı – yarı kuvvetli
TEK 1 zamanlı – zayıftır.

 

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

Öğretmen, Türk müziğinde kullanılan 2/4’lük “nim sofyan”, 3/4’lük “semai”, 4/4’lük “sofyan” usullerini vermelidir.

[!] Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyine

göre 5/8’lik “Türk aksağı”, 6/8’lik “yürük semai”, 7/8’lik “devri turan” ve “devrihindi”,

8/8’lik “müsemmen” ve “düyek”, 9/8’lik “raks

aksağı” ve 10/8’lik “curcuna” usulleri de verebilir

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 8.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.5. Türk sanat müziği biçimlerini (form) tanır.

⇒ Konular : Türk sanat müziği biçimleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Tartışma, Soru-cevap.

⇒ Etkinlikler : Türk sanat müziğinin sözlü (şarkı, beste, mehter, semai vb.), sözsüz-saz (taksim, peşrev, saz semai, oyun havası vb.) eserlerinin açıklamalarının olduğu çalışma yaprakları öğrencilere dağıtılır. Bu biçimlerde (formlarda) yazılmış eserlerin kayıtlarından yararlanılarak tanımaya yönelik açıklamalı dinleti etkinliği düzenlenir.

   

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNİN BAŞLICA TÜRLERİ

1. Dinî Mûsikî Formları

A. Cami mûsikîsi (özelliği yalnız sesle icra edilmesidir)
a) Usulsüz okunanlar:Münacat
Ezan Kaamet Salat-u Selam Tekbîr
Mersiye
b) Usullü okunanlar: Cumhur
Tevşîh ve Teşbîh gibi ilahi türleri

B. Tekke mûsikîsi (özelliği saz eşliğiyle de icra edilebilmesidir)
a) Usulsüz okunanlar: Naat-i Peygamberi ve Durak
b) Usullü okunanlar: Ayîn-i Şerif (Mevlevî)
Ayn-i Cem ve Nefesler (Bektaşî) ve Zikir İlahileri (Arapça güfteli olanlarına Şuğl denir)

C. Hem camide
hem tekkede okunan dinî mûsikî formları
a) Usulsüz okunanlar: Kuran-ı Kerîm ve Mevlid-i Şerif
b) Usullü okunanlar: Her türlü ilahiler
c) Kısmen usullü
kısmen usulsüz okunan : Miraciye gibi.

2. Dindışı Mûsikî Formları

A. Askerî Mûsikî

I. Mehter Musikisi
Osmanlı Devleti’nde ordunun moralini yükseltmek
savaşa giden askerleri coşturmak
cesaretlendirmek amacıyla söylenen bir tür mûsikîdir. Mehter mûsikîsi yapanlara mehter ve bu kişilerden oluşan topluluğa da mehter takımı adı verilir. Mehter takımında üflemeli ve vurmalı çalgılar bulunur.

B. Klâsik Mûsikî

I.Fasıl Musikisi
Klasik Türk Mûsikîsi’nin
sözlü ve sözsüz eserlerinin belirli bir düzen içerisinde icra edilmesine fasıl denir. Fasıl Klasik Türk Mûsikîsi’ninçeşitli bölümlerinin bir sıra içinde seslendirildiği türdür. Fasıl mûsikîsine taksimle başlanırpeşrev ve şarkı ile devam edilir. Saz semaîsi ile bitirilir. Fasıl mûsikîsini söyleyene hanende
çalana sazende denir. Bunların oluşturduğu topluluğa da fasıl heyeti denir.

1. Söz Mûsikîsi

a ) Usulsüz okunan:
Gazel: Bir ses sanatkârının belirli bir güfte üzerine yaptığı irticailî beste
tınısı güzel olmakla birlikte genişliği de uygun olacak bir sese ek olarak yüksek makam ve edebiyat bilgisi ayrıca bestecilik kabiliyeti de gerektiren bu formun güçlüğü iyi icracılarını azaltmış teşvik görmemesi de eski itibarını kaybettirmiştir. Gazele bu ad Türkler tarafından verilmiştir: aynı forma Araplar leyâli veya mauel
Acemlerse âvâz derler.

b.l ) Usullü büyük formlar:

Kâr: Klâsik fasılda peşrevden sonra okunur. Özelliği; güftesinin Farsça oluşu
büyük ve küçük usullerle bestelenebilmesi
usul değişikliği yapılabilmesi ve adetten uzun bir Terennüm bölümüyle başlamasıdır (istisnaî olarak Türkçe güfteli kârlar da vardır).

Beste: Klâsik fasılda kâr varsa ondan
yoksa peşrevden sonra okunur. Özelliği; gazel formunda bir klâsik şiirin iki beytinin Fer (16/4) Çenber (24/4) Remel (28/4) Devri kebîr (28/4) Hafif (32/4) Muhammes (32/4) Berefşan (32/4) Sakîl (48/2) Hâvî (64/4) Darbı fetih (88/4) Zencîr (120/4) veya Darbeyn denen birleşik büyük usuller kullanılarak birinci ikinci ve dördüncü mısraların aynı üçüncü mısraın ayrı ezgi île ve mısra sonlarına terennüm kısmı eklenerek bestelenmesidir. Terennümler her iki mısrada bir ve uzunca tutulmuşsa formun adına nakış kelimesi ilave edilir
ayrıca şarkı formundaki gibi güfte tekrarı yoktur (Bu son iki husus Ağır semâî ve Yürük semâî formu için de geçerlidir). Klâsik fasıl uygulamasında I. ve II. Beste olarak (I. ler II. lere oranla daha uzun usullerle bestelenmek kaydıyla) kullanılmıştır.

Ağır semâî: Klâsik fasılda besteden sonra okunur. Özelliği; çoğunlukla aruzun dört mefâîlünlü vezinlerinde yazılmış gazellerin iki (bazen bir) beytinin aksak semâî (10/8)
ağır aksak semâî (10/4) veya ağır sengin semâî (6/2) usulleriyle birinci ikinci ve dördüncü mısraların aynı üçüncü mısraın ayrı ezgiyle bestelenmesi ve mısra sonlarına terennüm kısminin eklenmesidir.

Kâr-ı Nâtık: Bu form için özel olarak yazılmış güftesi içinde geçen makam -ve varsa usul - adlarının geçtiği yerde
bestecinin o makamın ezgisini -seyrini - göstermesi güftede usul adları da geçiyorsa her usul adinin geçtiği yerde derhal o usule geçmesidir. Kâr adının verilişi kâr formu ile ilgisinden dolayı değil kelimenin Farsça'daki anlamından dolayıdır. Nitekim kâr-ı nâtık "konuşan (kendi kendini anlatan) eser" demektir ve bestecinin sanat ilhamından ziyade öğreticiliği ve ustalık gösterisini ön plana aldığı bir tür müzikli beyin jimnastiğidir. 15'ten 119'a kadar değişen sayılarda makam (bazen hem makam
hem usul) tarifini amelî olarak veren kâr-ı nâtıklar bestelenmiştir.

b.2) Usullü küçük formlar:

Yürük semâî: Klâsik fasılda ağır semâîden
halk tarzı fasılda şarkılardan sonra okunur. Özelliği; aruzun hezec bahrine alt vezinlerde yazılmış gazellerin iki beytinin yürük semâî (6/4) usulüyle terennümlü olarak bestelenmesidir. Beste ve ağır semâî için söylenen diğer bütün özellikler yürük semâî için de geçerlidir.

Şarkı: Halk tarzı fasıllarda ağır semâî ile yürük semâî arasında okunur. Özelliği; 18. yy.dan sonra yaygınlaşan edebî şekline uygun olarak "aaba" kafiye düzeninde dört mısralı ve çoğunlukla aruzun hezec
remel veya recez bahirlerine ait vezinlerde yazılmış güftelerin başta aksak (9/8) ve curcuna (10/16) olmak üzere hemen bütün küçük usullerle adetten terennümsüz ve melodik olarak "abcb" şemasında (2. ve 4. mısraların hem söz hem melodi olarak) bestelenmesi ve mısraların normal olarak ikişer defa okunmasıdır. 4. mısra (nakarat) güftesi 2.den farklı olanlar olduğu gibi küçük terennüm bölümleri olan şarkılar da vardır.

2.Saz Mûsikîsi

a) Usulsüz olan:

Taksim: Bir saz sanatkârının belirli bir makamda yaptığı irticailî bestedir. İrticailî (icra edildiği anda doğan) sözünden
önceden bestelenmiş bir eser olmadığı kolayca anlaşılan bu kompozisyonun melodik kuruluşu ve ritmi gibi süresi de yaratıcı sanatkârın yetkisindedir. Taksim ileri saz tekniği île yüksek makam bilgisinin yanı sıra üstün bir bestecilik ve zamanlama kabiliyetini de gerektirdiğinden en güç saz mûsikîsi formudur. Konser fasıl Mevlevî âyini açılışlarında yapılan taksimlere baş veya giriş taksimi makam değişikliği söz konuşu olduğunda icracı ve dinleyiciyi yeni müzik iklimine hazırlamak amacıyla yapılan taksimlere geçiş taksimi aynı makamdaki eserler arasında dinlendirici amaçla yapılan taksimlere de ara taksimi denir.

b.l) Usullü büyük formlar :

Peşrev:Fasılda baş taksîminden sonra icra edilir. Özelliği; besteler gibi büyük usullerle bestelenmesi ve usul değişikliği yapılmaması
hâne adı verilen dört bölümden oluşması bölüm sonlarında -şiirdeki redife büyük formlu eserlerdeki terennüme şarkı formundaki nakarata Türkülerdeki bağlantıya karşılık- eskiden mülazime son zamanlarda teslim denen eklemeleri olmasıdır. Şematik kuruluşu: A+a B+a C+a D+a' dır. Melodik kuruluşunda ise l. hâne ve teslim adına bağlandığı makamın melodik tarifine 2 ve 4. hâneler yakın perdelerde seyreden komşu makamlara
3. hâne uzak (tiz) perdelerde seyreden makamlara yapılan meyan (orta bölge) geçkinine tahsis edilir.
Fihrist Peşrev: Çeşitli makamların belirli bir sıra içinde melodik tariflerinin verildiği
didaktik amaçlı bir tür saz kâr-ı nâtık’ı.

b.2) Usullü küçük formlar

Medhal: Bir tür peşrev. Peşrevden farkı küçük usullerle bestelenmesi
yine dört hâneli ama daha kısa olması
melodik ve ritmik yapısında yeni anlayışların hoş görülmesi ve bazı bölümlerinin karabatak tekniğinde usulsüz olarak yazılabilmesidir.

Saz semâîsi: Fasılda
yürük semâîden sonra çalınır. Özelliği; peşrev gibi 4 hâneli ve mülazimeli olması. Peşrevden farklı olarak da ilk 3 hânesinin mutlaka aksak semâî (10/8) usulünde 4. hânesinin ise değişik küçük usullerle bestelenmesidir . Sirto veya Longa adı da verilen oyun havaları ve şarkı formundaki parçalar için özel olarak bestelenen ara nağmeleridir.

   

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmen örnek eserler ile ilgili ses kayıtlarını hazır bulundurmalıdır.

   

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  =======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 9.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.10. Türk müziğine ait makamsal eserleri seslendirir.

⇒ Konular : Türk müziğine ait makamsal eserler.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğretmen tarafından seçilen buselik, rast, kürdi makamlarında bestelenmiş örnek eserler dinletilir. Dinletilen eserlerin seslendirilmesine yönelik çalışmalar yapılır.

Türk Müziğinde Makamlar

Geleneksel Türk Sanat Müziği’nde (musıkisinde) makamlar genel olarak 3’e ayrılır. Bunlar; Basit Makamlar, Bileşik Makamlar, Göçürülmüş (başka ses üzerine aktarılmış) Makamlardır. Türk Müziğindeki bu makamların neler olduğunu ve ne anlama geldiğini sizler için araştırdık. İşte detaylar..

B) Bileşik Makamlar Yapısında birden fazla makam dizisi bulunduran makamlara Bileşik Makamlar denir. Bunlara Mürekkep Makamlar da denir.

C) Göçürülmüş Makamlar Basit makam dizilerinin, başka perde üzerine aktarılmasıyla göçürülmüş makamlar meydana gelir. Bunlar;
 

A) Basit Makamlar Bir tam dörtlü ve bir tam beşlinin birleşmesinden basit makamların dizileri meydana gelir. Bu makamlarda güçlü, dörtlü ile beşlinin birleştiği sestir. Geleneksel Türk Sanat Müziği’nde 13 adet basit makam bulunmaktadır.

1. Hicaz Makamı

Kelime anlamı ile Arabistan’daki bir ilin adıdır. İlk defa 14.yy. da Urmevi’nin eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hicaz dörtlüsüne, Neva perdesinde Rast beşlisinin eklenmesinden meydana gelir. Hicaz Makamı kendi içerisinde Hicaz, Humayun, Uzzal ve Zirgüleli Hicaz olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

2. Nihavent Makamı

Kelime anlamı İran’da Luristan Eyaletinde Hamedan’ın güneyinde tarihi bir şehrin adıdır. İlk defa II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Rast perdesi üzerinde Buselik beşlisine, Neva perdesinde Kürdi veya Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır

3. Hüzzam Makamı

Kelime anlamı koyu hüzün anlamındadır. İlk defa Kantemur’a ait eserlerde rastlanmaktadır. Yerinde Hüzzam beşlisine, Eviç perdesinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelmiştir. Ayrıca, Neva perdesi üzerindeki Hicaz dörtlüsünün Humayun dizisi halinde uzantısıyla da, Gerdaniye perdesi üzerinde Buselik beşlisi meydana getirir. Seyri inici-çıkıcıdır.

4. Kürdîlihicazkâr Makamı

İlk defa 1855 yılında Hacı Arif Bey tarafından kullanılmıştır. En çok şarkı formundaki eserlerde kullanılır. Rast perdesi üzerinde bir Kürdi dörtlüsüne, Çargâh perdesi üzerinde bir Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Kürdi etkilerinin ve Buselik etkilerinin duyulduğu bir makamdır. Seyri inicidir.

5. Rast Makamı

Farsça doğru dosdoğru ve gerçek anlamındadır. İlk defa 14.yy da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva Rast dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

6. Uşşak Makamı

Arapça, âşıklar anlamına gelmektedir. İlk defa 14. yy.da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak dörtlüsüne, Neva perdesinde Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

7. Hüseyni Makamı

Hüseyin’e ait anlamındadır. İlk defa 14.yy. da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

8. Muhayyer Makamı

Serbest, takdir ve beğenişe kalan anlamındadır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesi üzerinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir

Hindistan’ın Haydarabat Nizamlığında bir şehrin adıdır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Rast perdesi üzerinde Çargâh beşlisine, Neva perdesinde Çargâh dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

10. Hicazkâr Makamı

Zarafet ve hayal gücü anlamına gelmektedir. 18.yy.’ın ikinci yarısında Abdulbaki Nasır Dede’de rastlanılmaktadır. Rast perdesinde Hicaz beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

11. Karcığar Makamı

Türkçe, yırtıcı kuş anlamına gelmektedir. İlk defa 15.yy. da Kırşehirli Nizamoğlu Yusuf’a ait kuramlarda rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak Dörtlüsüne, Neva perdesinde Hicaz beşlisinin eklenmesiyle oluşur. Dizisi inici-çıkıcıdır.

12. Süznak Makamı

Yakıcı anlamındadır. 1785 yılında tahminen Vardokosta Seyfi Ahmet Ağa’ya ait eserlerde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır.

13. Muhayyer Kürdi Makamı

İlk defa 19.yy da Müezzinbaşı Rıfat tarafından bulunduğu ve II. Mahmut’a ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Muhayyer Makamı dizisi ve yerinde Kürdi Makamı dizisinin karışımından meydana gelmiştir. Seyri inicidir.

14. Acem Kürdi Makamı

İlk defa Kavaidi Tanbur adlı yayında rastlanılmaktadır. Esas olarak Acem Makamını meydana getiren dizi ve çeşnilere yerinde Kürdi dörtlü veya beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

   

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Buselik, rast, kürdi makam dizilerinin özellikleri verilmelidir.

   

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  =======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 10.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.8. Ülkemiz müzik türlerinden örnekler seslendirir.

⇒ Konular : Ülkemiz müzik türlerinden örnekler.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden ülkemizde var olan müzik türlerinden birer örnek vermelerini ve bu türler arasındaki farkları söylemeleri istenir. Daha sonra hazırlanan halk türküleri, makamsal şarkılar, popüler şarkılar vb. eserlerden oluşan notalar öğrencilere dağıtılır. Eserlerin deşifresi yapılarak türüne uygun seslendirme etkinlikleri düzenlenir.

 

Türkiye’de Yapılan Tüm Müzik Türleri

Klasik Türk Müziği: Kökleri 10’uncu yüzyıla dayanan makamlar ve usuller üzerine kurulu müzik türüdür. Türkiye’de en çok dinlenen müziktir.

Türk Halk Müziği: Kökeni Klasik Türk Müziği kadar eskiye dayanmaktadır. Günümüzde 2. Sırada en çok dinlenen müziktir.

Fantezi Müzik: 20 yy. da ortaya çıkan Klasik Türk Müziğinin kalıplarından sıyrılarak yapılan müzik türüdür.

Pop Müzik: Alaturka kalıpların üzerine modern ezgilerle oluşturulan müziktir. Türkiye de ilk temsilcisi Modern Folk Üçlüsüdür.

Rock Müzik: 1960 yıllarda Anadolu Rock olarak ortaya çıktıktan sonra 90'lı yıllarda orijinal kimliğine kavuşmuştur.

Mehter: Dünyanın 2. Orkestrası olarak kabul edilir. (1. Roma İmparatorluğunda) Osmanlı devrinde özellikle savaşlarda kullanılırdı. Günümüzde özelliği kalmamıştır.

Tasavvuf Müziği: Türk Müziği formlarında ancak dini konularda yapılan müzik türüdür.

Caz: Dünyada 1900'lü yılların başında ortaya çıkmış Türkiye de kendini gösterememiştir. İlhami Gencer ve Ayten Alpman caz denemeleri yapmıştır.

R&B: Afrika kökenli siyahilerin başlattığı akımdır. Hadise, Atiye gibi isimler şarkılarında benzer formlar kullanmaktadırlar.

Bu türler dışında daha azınlıkta olmakla beraber Kanto, Elektro Müzik, Rap, Folk, Rock and Roll, Blues, Disko, Hip Hop, Tango ve Metal türlerinde de çalışmalar yapılmaktadır

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Müzik Kültürü” öğrenme alanı D.3. kazanımla ilişkilendirilmelidir.

(D.3. Ülkemizdeki müzikleri türlerine göre sınıflandırır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 11.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.3. Ülkemizdeki müzikleri türlerine göre sınıflandırır.

⇒ Konular : Ülkemiz müzik türleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğretmen, öğrencilere dinledikleri müzik türlerini sorarak gelen dönütleri tahtaya yazar. Tahtanın bir bölümüne müzik türlerini sınıflandırarak (Türk halk müziği, Türk sanat müziği, uluslararası sanat müziği, popüler müzik vb.) şemalandırır. Bu türler hakkında kısa bilgi verilerek öğrencilerden dinledikleri müziklerin hangi türe ait olduğunu belirlemeleri istenir.

 

Türkiye’de Yapılan Tüm Müzik Türleri

Klasik Türk Müziği: Kökleri 10’uncu yüzyıla dayanan makamlar ve usuller üzerine kurulu müzik türüdür. Türkiye’de en çok dinlenen müziktir.

Türk Halk Müziği: Kökeni Klasik Türk Müziği kadar eskiye dayanmaktadır. Günümüzde 2. Sırada en çok dinlenen müziktir.

Fantezi Müzik: 20 yy. da ortaya çıkan Klasik Türk Müziğinin kalıplarından sıyrılarak yapılan müzik türüdür.

Pop Müzik: Alaturka kalıpların üzerine modern ezgilerle oluşturulan müziktir. Türkiye de ilk temsilcisi Modern Folk Üçlüsüdür.

Rock Müzik: 1960 yıllarda Anadolu Rock olarak ortaya çıktıktan sonra 90'lı yıllarda orijinal kimliğine kavuşmuştur.

Mehter: Dünyanın 2. Orkestrası olarak kabul edilir. (1. Roma İmparatorluğunda) Osmanlı devrinde özellikle savaşlarda kullanılırdı. Günümüzde özelliği kalmamıştır.

Tasavvuf Müziği: Türk Müziği formlarında ancak dini konularda yapılan müzik türüdür.

Caz: Dünyada 1900'lü yılların başında ortaya çıkmış Türkiye de kendini gösterememiştir. İlhami Gencer ve Ayten Alpman caz denemeleri yapmıştır.

R&B: Afrika kökenli siyahilerin başlattığı akımdır. Hadise, Atiye gibi isimler şarkılarında benzer formlar kullanmaktadırlar.

Bu türler dışında daha azınlıkta olmakla beraber Kanto, Elektro Müzik, Rap, Folk, Rock and Roll, Blues, Disko, Hip Hop, Tango ve Metal türlerinde de çalışmalar yapılmaktadır

   

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Öğretmen ülkemizdeki müzik türlerinden oluşan (Türk halk müziği, Türk sanat müziği, uluslararası sanat müziği, popüler müzik vb.) ses kayıtları bulundurarak örnek dinleti yapmalıdır. 23 Nisan Uls. Egm. ve Çocuk Bayramı ile ilgili etkinlikler yapılır..

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

     

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 12.hafta :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.5. Müzikte deşifre yapar.

⇒ Konular : Müzikte deşifre yapma.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Kulaktan şarkı öğretimi, Yaparak-yaşayarak öğrenme.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden “deşifre” sözcüğünün ne anlama geldiğini araştırmaları istenir. Dönütlere uygun olarak müzikteki deşifreye dikkat çekilir. Deşifrenin bir eserin ilk kez seslendirmeden önce daha az hatayla gereksiz zaman kaybını önlemek için yapılan bir çalışma olduğu açıklanır. Öğrencilerin seviyelerine uygun örnek eser üzerinde deşifre çalışmaları yapılır.

   

Deşifre Şarkı Söyleme

Deşifre şarkı söyleme, bir şarkıyı ilk görüşte müzik yazısına uygun olarak sözleri ile seslendirebilme yeteneğidir. Deşifre şarkı söyleme, deşifre okumadan daha dar anlamlı bir kavramdır ve sözlü bir müzik eserinin insan sesi kullanılarak deşifre edildiğini ifade eder. Telfer’e göre deşifre şarkı söyleyen şarkıcı, şarkının sözlerini ilk seslendirilişte müzikle beraber söyleyebilmelidir. (Telfer, 1993a, s. 6) Beck, Surmani ve Lewis (2003) de deşifre şarkı söylemeyi; bir müzik parçasının, ses yüksekliklerini, ritimlerini ve sözlerini ilk görüşte tam olarak okuma ve söyleme olarak tanımlamaktadır (Beck, Surmani ve Lewis, 2003, s. 5). "Deşifre şarkı söyleme girişimi, hem karmaşık hem de soyut bir iş olarak algılanır. Bunun yanı sıra öğretmen için de öğrenci için de gerçekten zorlayıcıdır” (Ewers, 2004’den aktaran Furby, 2008, s. 3). “Zaten güç bir iş olan, ritmleri ve sesleri aynı anda ve ilk görüşte okuma işine, aralıkları seslendirme, bunlara özel hece sistemleri ekleme becerisi ve başka bir partiyi duyarken kendi partisini sürdürme işi de eklenir. Bu işlere bir de şarkı sözlerini ekleyince şarkıcıların bu işi (deşifre şarkı söylemeyi) başarıyla tamamlamalarını beklemek imkânsız gibi görünebilir” (Furby, 2008, s. 3). Deşifre şarkı söyleme süreci aynı anda gerçekleşen iki ayrı etkinliği kapsar; müziksel okuma ve şarkı söyleme. Bir yandan şarkıdaki notaların süreleri, yükseklikleri, hız, gürlük ve anlatım özellikleri çözümlenirken diğer yandan tüm bu çözümleme nota adları yerine şarkının sözleri kullanılarak ifade edilmeli ve seslendirilmelidir. Deşifre şarkı söylemede birey birden fazla üst düzey zihinsel ve devinişsel süreci aynı anda gerçekleştirir. Deşifre okumada olduğu gibi deşifre şarkı söylemede de sessiz yani içten, zihinden deşifre yapmak mümkündür. Ancak bu makalede sesini kullanarak/ sesli olarak şarkı deşifresinden söz edilmektedir. Potgieter’e göre, deşifre şarkı söyleme asla notalar ve metinlerin içinde mekanik bir çabalamaya (mücadeleye) dönüşmemelidir. Şarkıcı müziği sanatsal bir şekilde sunmaya ve güzel bir şey ortaya koymaya çalışmalıdır (Potgieter, 2004, s. 2-2). Müzik eğitiminde, deşifre becerisinin, tüm müzik eğitimi alan derslerine olumlu bir katkısı olduğu tartışılmaz. Ancak, deşifrenin insan sesiyle yapıldığı ve ana çalgının insan sesi olduğu deşifre şarkı söylemenin ses eğitimi dersleriyle ilişkisinin, tüm derslere oranla çok daha yüksek olduğu şüphesizdir. Soyut kavramları, becerileri ve bunların öğrenimini içeren deşifre okuma ve şarkı söyleme eğitiminde hedefler benzerdir. Genel olarak her iki eğitimde de; yeterli müzik bilgisine sahip, eser analizi yapabilen, gördüğü bir müziği iç kulağıyla duyabilen; müziksel duyarlılığa, düşünmeye, yaratma, yorumlama ve müzikalite gücüne sahip bireyler yetiştirmek amaçlanmaktadır.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Deşifre yapılacak eserler 9. Sınıf öğrencilerinin hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır. [!] Öğretmen, deşifre yaptırırken ölçü sayısı, ritmik yapılanma, ses değiştirici işaretler, hız, gürlük, anlatım terimleri ve aralıkların önemini vurgulamalıdır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

  

=======BAŞADÖN===================================

 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 13.hafta 2-5 Mayıs) :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: B.3. Uluslararası sanat müziği tür-biçimlerini dinlemeye istekli olur.

⇒ Konular : Uluslararası sanat müziği tür-biçimleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Tartışma, Soru-cevap.

⇒ Etkinlikler : Uluslararası sanat müziğinin seçkin örneklerinden oluşan açıklamalı dinleti etkinliği düzenlenir.

 

Müzikte ilk çağ dönemi

1- Mısır : M.Ö. 2850-332
Çalgı çalmak kahraman erkeklere değil,nazlı kadınlara yakışır düşüncesi hakimdir. Müzik ,dini törenlerin ve dansların olduğu gibi,gündelik yaşamın bir parçası ve eğlence aracıdır. Davul,arp, def, darbuka sistron, çifte Flüt,trompet, üçgen arp, kitara ve su basılarak işleyen org önemli çalgılardır.

2 -Sümerler : M.Ö. 4000-2300
Müzik dinsel tapınma törenlerine Özgü gizemli bir güç taşır . Şarap ve aşk gibi dünyasal zevklerin sesidir. santur, flüt, lir,arp, kamış , düdükler ve davullar, daha sonraları trompetler en önemli çalgılarıdır

3 -Çin : M.Ö. 2850-332
Müzik ilk olarak eğitimde kullanılır. Çin tapınaklarında ve saraylarında, büyük koroların ve çalgı topluluklarının varlığından söz edilir. Çin tiyatrosunda müzik ,olayları ve perdeleri birleştirici bir öğe olarak kullanılmıştır. Davul, zil, sistron, bambu flüt.,ağız orgu,çeşitli gong ve çanlar önemli çalgılarıdır

4 -Hindistan : M.Ö. 2000
Veda adı verilen dört kutsal kitaptan biri olan Samoveda dünyanın notaya alınmış en eski ezgilerini kapsar. Oldukça karmaşık bir müzik kuramı olan hint müziği,melodi çizgisini simgeleyen ragalar ve ritmi belirleyen tala’lardan oluşmaktadır. En eski çalgı armudi gövdesiyle yedi teli olan vina dır. Bir çeşit tanbur olan, şikara, iki telli, sitar, mızrapla çalınan rebab, tavana asılarak çalınan ağır ve büyük bir boru şeklindeki ramsinga, glockenspiel ‘e benzeyen kinneri, büyük davullar, nakkare, boyuna asılan davul, dümbelek, darbuka, çıngırak,ziller önemli çalgılardır.

Ortaçağda Müzik
Ortaçağ, Hıristiyanlığın gelişme yıllarından 15. yüzyıl başlarına dek etkisini sürdüren geniş bir dönemi kapsar. Bu dönem sonunun Karanlık
Çağ olarak da anılması, kilisenin bağnaz egemenliğinde, dünyasal zevklerden yoksun bırakılmış, araştırma, keşfetme, kendini ve çevresini tanıma özgürlüğü elinden alınmış insanın, yalnız ölümden sonrasına hazırlık yapması gereken kutsal bir ortama güdümlenmiş olmasıdır.
Ortaçağ, bin yıldan fazla bir süre içinde, antikçağ ile Rönesansın arasına girmiş ve müziğin sürekliliğini kesmiştir. Hıristiyan Katolik Kilisesi’nin ilk papazları, kilise içine çalgısal müziğin girmesini yasaklarlar. İlkçağa ait müzik, putperestliği ve dünyasal zevkleri çağrıştırmaktadır. Çalgılar, danslara eşlik amacıyla kullanılmıştır. Oysa kilisede en kutsal çalgı insanın kendi sesi olmalıdır. Müzik, teksesli, kutsal, Tanrıya adanmış, duaları kolay ezberletmeye yarayan, ayinlere tılsımlı bir ortam katan araçtır. Böylece kendilerinden önceki müziği yasaklayıp, var olan nota benzeri belgeleri de yok eden ortaçağ papazları, yüzyıllar boyunca müzik sanatını kilise koroları ve teksesli ilahilerle kendi egemenlikleri altında tutmuşlardır.
Belgelere göre antikçağ ile erken ortaçağ (Hıristiyanlıktan öncesi ve Hıristiyanlığın ilk yüzyılları) arasındaki müziğin benzer özellikleri şunlardır: Her ikisi de yalnız melodi çizgisinden oluşan, teksesli yapıdadır. Her ikisi de belli bir metne dayalıdır (antikçağda şiir ya da tiyatroya; ortaçağda İncil’e) ve büyük ölçüde doğaçlamadan yararlanarak çalınıp söylenirler. Antikçağdan ortaçağa aktarılan bir başka karakteristik de müzik sanatının doğa dizgelerine ilişkin özellikleriyle insan düşünce ve davranışındaki etkinliğidir.
Hıristiyanlar ilk zamanlar doğal olarak İbrani ayinleri geleneğini kiliselerine aktarmışlar, böylece ilk törenler, untifon yöntemi ile yapılmıştır. Küçük Asya’dan, Asurlulardan kaynaklanan ilahi okuma şekli Bizans ve Milano yoluyla tüm Avrupa ve Afrika’ya yayılmıştır. Elimizdeki en eski ilahi belgesi 3. yüzyıldan kalma Mısır’da bulunmuş bir papirüstür. Bu nota benzeri belgede söz Eski Yunanca olduğu halde, melodinin Doğu kökenli olduğu ileri sürülmektedir.

Rönesans Döneminde Müziğin Genel Özellikleri
Klasik Batı Müziğinde 15. yüzyılın başları ile 17. Yüzyılın ilk çeyreği arasına kadar süren döneme Rönesans Dönemi adı verilmektedir. Her ne kadar bu yüzyıllarda varolmuş bir akım gibi gözükse de kendisinden sonraki akımlara referans olmuş ve günümüzde de yapılmaya devam etmektedir. Fransızca bir sözcük olan Rönesans, kelime anlamı olarak; Yeniden doğuş anlamına gelmektedir. Bu dönemin başlangıç bestecisi olarak Dufay gösterilmektedir. Dufay’ ın yarı dinsel, yarı oyunsal operası dönemin başlangıcı ve aynı zamanda ilk opera denemeleridir. Ayrıca besteci, bugün müzikte hala kullanılan müzikal bir yapı olan Cantus firmus’ u geliştirerek çok sesli müziğe yeni bir boyut kazandırmıştır. Heykel ve mimaride Rönesans 1400’ lü yıllarda başlamış olmasına karşın, müzikte 1450’ li yıllara denk gelmektedir. Bunun sebebi, hiç şüphesiz, müziğin; heykel ve mimariden etkilenmesidir.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Müzik Kültürü” öğrenme alanı D.1. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (D.1. Müzikte İlk Çağ, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinin genel özelliklerini açıklar.).

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================

                                                                                               _

Günlük Plan- 9.sınıf (2016-2017 2.dn. 14.hafta 8-12 Mayıs) :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: B.4. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzikleri tanır.

⇒ Konular : Dünyanın farklı bölgelerindeki müzikler.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Tartışma, Soru-cevap, Araştırma-İnceleme.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, dünyanın farklı bölgelerindeki (Uzak Doğu, Afrika, Amerika, Akdeniz vb.) müzikleri araştırarak elde ettikleri bulgularla (ses ve görüntü kayıtları, poster, resim, çalgılar vb.) açıklamalı dinleti etkinlikleri düzenlemeleri istenir.

 

Rock müzik : Rock, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur.

Progresif rock : Elektro gitar, akustik gitar, bas gitar, klaveye ve bateri gibi geleneksel rock enstrümanlarına ek olarak keman, hammond orgu, moog sentezleyici, perküsyon enstrümanları, üflemeli çalgılar ve benzeri bulunabilir.

Heavy Metal: Heavy Metal, agresif ritimler ve aşırı distorsiyonlu gitarlarla karakterize edilen Metal müzik türüdür.

Kelt Müziği: Kelt müziği ya da Keltik müzik İskoçya, İrlanda, Galler, Asturias vs. gibi bölgelerde yaygın olan geleneksel bir müzik türüdür. Özellikle son yıllarda Dünya çapında dinleyici kitlesi bulmuştur. Kelt müziği, pentatonik bir müzik olup keman, gitar, arp, gayda ve flüt gibi çalgılar önemli yer tutar. Bayan vokale erkek vokalden daha sık rastlanır. Rahatlatıcı ve dinlendirici özelliğiyle tanınan bir müziktir.

Blues: ABD'de siyah müzisyenlerin kendi halk müziklerini modern enstrümanlarla icra etmeye başlamaları ile birlikte ortaya çıkmış, zamanla halkın bütün kesimlerine yayımış, içinden R&B, caz ve rock gibi başlı başına tarzlar çıkarmış müzik tarzı.

Caz: Belkide en tanınmış Caz müzisyeni Louis ArmstrongCaz, ilk kez Lousiana, New Orleans'ta, 1900'ların başında gelişmeye başladı. Caz müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu ritim, atışma, ve doğaçlama tekniklerini kullanır; Afrikalı amerikası ve batı müziği tekniklerinin harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band'in ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur.

Klasik Müzik: Klasik batı müziği, genelde yüksek kültür seviyesi ile bağdaştırılan, halk müziklerinden net çizgilerle ayrılmış, Avrupa kökenli ve ağırlıklı müzik türüdür.

Rhythm and Blues (diğer adıyla R&B veya RnB): jazz, rap , gospel ve blues karışımı, Afrika kökenli ABD'lilerin yaptığı müzik türüdür.

Rap: Kökeni 1970'lerin Getto Amerika'sına dayanan bir müzik türü.

Çağdaş Müzik: Gerçekten de yeni bir geleneği yaratmayı başarmıştır bu müzik. Bugün de dünya müzik repertuarında ancak küçük bir yer kaplayan çağdaş müzik, yine de pek çok dünya bestecisini etkilemiş, genişletilmiş, değiştirilmiş, ama yüzyılımızın -Çağdaş- müziği olmuştur.

Türk Halk Müziği: Toplumların hayatından kaynaklanan duygu, düşünce ve zevklerini işleyerek dile getiren, ait oldukları toplumun kültürünü yansıtan sözlü ve sözsüz ezgilerdir..

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : ”Söyleme-Çalma” öğrenme alanı A.9. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (A.9. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzik eserlerinden örnekler seslendirir.)

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================

                                                                                                     _

Günlük Plan- 9.sınıf (2016-2017 2.dn. 15.hafta 15-18 Mayıs) :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: D.8. Atatürk’ün müzik görüşleri doğrultusunda yapılan çalışmaları ve sağlanan gelişmeleri tanır.

Konular : Atatürk’ün müzik görüşleri doğrultusunda yapılan çalışmalar ve sağlanan gelişmeler.

Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Öğrencilerden, Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar müzik alanında yapılan çalışmaları ve gelişmeleri araştırarak bu alanda ulaşabilecekleri resim, fotoğraf, belge, ses ve görüntü kayıtlarından yararlanarak sunum yapmaları istenir.

 

A. YENİ MÜZİK KURUMLARIMIZIN AÇILMASINDA ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİ

Atatürk, her türlü yenilik ve ilerlemede öncü olma görevini üstlenen bir liderdi.Atatürk, yeni müzik kurumlarımızın açılmasında da öncülük etmeyi sürdürmüştür. Onun sayesinde Osmanlı zamanından kalma mevcut müzik aletlerini iyileştirmiş,modernleştirmiş ve gelişmiştir. Bunların yanı sıra, kapatılan kurumların yerine çağdaş uygarlık seviyesine uygun ve ulusal müzik anlayışımıza yakışır yeni müzik kurumları açılmıştır.“

Atatürk’ün önderliğinde,müzik alanında yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır;

- Ankara’da ‘’Musiki Muallim Mektebi ‘’kuruldu (1924).

-  “Mızıka-i Hümayun’’ Ankara’ya taşınarak ‘’Riyaset –i Musiki heyeti ‘’adını aldı(1924)

- İstanbul Belediye Konservatuvarı kuruldu(1926).

- Ankara Devlet Konsevatuvarı kuruldu(1936).

- Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu(1937)

- Ankara’da Askeri Müzik Okulu öğretime açıldı(1938)

Bu kurumlar, Atatürk’ün düşünceleri ve direktifleri doğrultusunda günümüze kadar gelişerek gelmiştir.’ün düşünceleri ve direktifleri doğrultusunda günümüze kadar gelişerek gelmiştir.Günümüzde çağdaş Türk müziğinin temeli olan bu kuruma, çeşitli senfoni orkestraları konservatuvarlar, üniversitelerin bünyesinde açılan müzik bölümleri, operalar, güzel sanatlar fakülteleri ve liseleri eklenmiştir.

 

B. MÜZİK SANATCILARININ ATATÜRK’ÜN MÜZİK GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA YETİŞTİRİLMESİ

Atatürk döneminde, çağdaş Türk müziğinin geliştirilmesi için; ‘’Türk beşleri’’ diye adlandırılan kişilerden oluşan ve müziğimizin bugünkü çağdaş seviyeye ulaşmasında büyük emeği geçen sanatçılardan Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil kazım Akses Devlet bursu ile müzik eğitimi için yurt dışına gönderilmişlerdir.

Ankara’da Musiki Muallim Mektebinin kurulmasından sonra Avrupa’ya başka öğrenciler de gönderilmeye başlandı.Mektebinin kurulmasından sonra Avrupa’ya başka öğrenciler de gönderilmeye başlandı.Mektebinin kurulmasından sonra Avrupa’ya başka öğrenciler de gönderilmeye başlandı. Avrupa’daki eğitimini tamamlayan genç sanatçılar, yurda döndükten sonra hem çağdaş anlamda müzik eserleri bestelemiş hem de çeşitli müzik okullarında öğretmenlik yapmışlardır.

1934 yılın da’’ Milli Musiki ve Temsil Akademisi Kuruluş Kanunu’’ çıkarıldı. ‘’Müzik İnkılabı’’nın pıroğramını yapmak için bir kurul oluştuldu. Bu konu için Avrupa’dan getiri,len uzmanlar çalıçmalara abşladılar. Ankara devlet konservatuvarından çağdaş besteci ve yorumcular yetiştirildi. dersimiz. com Ayrıca Paul Hindemith (Paul Hindemit) ve Bela Bartok gibi büyük müzik adamları da Türkiye’de araştırma ve incelemeler yapmış ve müzik alanında kendilerinden yararlanılmıştır.

Atatürk’ün sağlığıbda başlatılan müziğimizin geliştirilmesine yönelik çalışmalara ölümünden sonra da devam edilmiştir.

1948 yılında, üstün yetenekli çocukların yurt dışına öğrenim görmeleri için özel bir yasa çıkarıldı. Bu yasa doğrultusunda yurt dışına ilk gönderilen sanatçılar, Piyanist İdil Biret ve Kemancı Suna kandır.

 

C. ATATÜRK’ÜN MÜZİK GÖRÜŞMELERİNİ ÇÖZÜMLEYİŞ VE YORUMLAYIŞ

Toplumlardaki değişiklikler ve yenilikler, kendini önce müzikte göstermektir. Bunu fark eden Atatürk, müziğe gereken önemi vermiş ve bu alanda büyük atılımlaer gerçekleştirilmiştir. Atatürk, güzel sanatlar içinden müziğe verdiği önemi, konuşmalarında da dile gelmiştir. Bu konuşmalarının birinde ‘’ bir ulusun musiki eğitiminde önem verilmezse, o ulusu ilerletmenin mümkün olmayacağını ‘’görüşünü belirtmiştir. ‘’diyerek rmüzik konusun da biliçli olarak hareket ettiğini vurgulamıştır.

Atatürk, müzikle ilgili düşüncelerini ‘’müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.’’sözü ile belirtmiştir. O, müziğin toplum hayatında çok önemli bir yeri olduğunu ise ‘’Hayatta müziklazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikileilgiliolmayan varlık insan değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise, müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat saten mevcut olmaz.’’ Sözleri ilebelirtmiştir.

Atatürk; ‘’Her milletin kendisine özgü gelenek ,kendine göre ,milliği özellikleri vardır. Hiçbir millet aynen giğerbirmilletin taklitçisi olmamalıdır... Milliği müziğimizi, modern teknik içinde yükseltme çalışmalarına,daha çok emek verilecektir. Dünyanın her türlü ilminden,buluşundan,gelişmesinden istifade edelim,lakin unutmayalım, asıl temeli kendi çizdiğimizden çıkarmak mecburiyetindeğiz’’sözleriile ulusal müziğin özünü koruyarak geliştirilmesini vurgulamıştır.

Atatürk’ün yaptığı türkmüzik inkilabını kısaca; ‘’Türk müziğini kendisine özgü geleneksel yapısı içinde,uslüp ve biçim özelliği değiştirilmeden geliştirilmesi ve çağdaş bir yapıya kavuşturulması’’ sözleri ile ulusal müziğin özünü koruyarak geliştirilmesini vurgulamıştır.

Atatürk’ün yaptığı Türk müzik inkilabınınn kısaca; ‘’türk müziğinin kendisine özgü geleneksel yapısı içinde, uslüp ve biçim özelliği değiştirilmeden geliştirilmesi ve çağdaş bir yapıya kavuşturulması’’ diye özetleyebiliriz.

Türkiye’miz müzik alanında dünyadaki saygın ülkeler arasında yer almaktadır. Ülkemizin müzikalanında bu kadar ilerlemesinin en büyük nedeni, Atatük’ün belirlediği müzik ilkeleri doğrultusunda Cumhuriyet Döneminde başlatılan çalışmaların günümüze kadar aynı hızla devam etmesidir.

 

Ç. ATATÜRK’ÜN BELİRLEDİĞİ MÜZİK İLKELERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR VE SAĞLANAN GELİŞMELER

Atatürk’ün müzikle ilgili görüşlerini hayata geçirmesinde uyulması gereken temel düşünceler, onun belirlediği müzik ilkelerine dayanmaktadır.

Türk müziği, türk müzik inkılabından sonra her yönüyle bir atılım içine girmiştirn. Ulusallıktan çağdaşlığa çağdaşlıktan evrenselliğe ilkesiyle yapılan çalışmalar sonucu, müziğimizde büyük gelişmeler sağlanmıştır. Müzikile ilgili gelişmeler doğrultusunda amaçları gerçekleştirmek için çeşitli müzik kurum ve kuruşları açılmış,burada eğitim gören nöğrenciler, Atatürk’ün belirlediği ilkeler doğrultusunda yetiştirilmiştir. Bu çalışmalar, devam ederek günümüze kadar gelmiştir.

Atatürk’ün belirlediği müzik ilkeleri doğrultusunda yapılan çalışmaları ve sağlanan gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz.

- Türk halk ezgileri derlenmiş, notaya alınmış ve yayımlanmıştır.

- Bu eserleri seslendirmek ve yorumlamak için orkestıralar ve korolar kurulmuştur.

- Müziğimizde yeni bir kavram olan çok seslilik kullanılmaya başlanmıştır.

- Halk ezgilerinin, batı tekniği ile çok seslendirme çalışmaları yapılmıştır.

- Aynı ezgilerimiz, çağdaş tekniklerle işlenerek özgün eserler bestelenmiştir.

- İlk türk operası olan “Özsoy Operası “Ahmet Adnan Saygun tarafından bestelenip sahneye koyulmuştur.

- Türkçe operalar sahneye konulmuştur.

- Geleneksel Türk halk müziği,geleneksel Türk sanat müziği ve çağdaş çok sesli Türk müziği alanlarında değerli sanatçılar ve öğretmenler yetiştirilmiştir.

- Çeşitli üniverstelere bağlı fakültelerde müzik bölümleri açılmıştır.

- Çeşitli müzik guruplarımız yurt dışında düzenlenen festivallere katılarak büyük başarılar elde etmişlerdir.

- Ülkemizde, uluslar arası özelliğe sahip bir çok müzik festivali düzenlenmektedir.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerine yer verilir.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================

                                                                                                     _

Günlük Plan- 9.sınıf (2016-2017 2.dn. 16.hafta 22-26 Mayıs) :

Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: A.9. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzik eserlerinden örnekler seslendirir.

Konular : Dünyanın farklı bölgelerindeki müzik eserlerinden örnekler.

Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Anlatım, Soru-cevap, Gösterip yaptırma, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Kulaktan şarkı öğretimi.

⇒ Etkinlikler : Dünyanın farklı bölgelerindeki (Uzak Doğu, Afrika, Amerika, Akdeniz ülkeleri vb.) müziklere ait eserlerden değişik örnekleri içeren bir çalışma yaprağı (ya da internetten, akıllı tahtadan) hazırlanıp dağıtılır. Öğrenciler içlerinden seçtikleri örnek eseri/eserleri seslendirir.

 

Kesinlikle zaman kaybı olmayacak, mutlaka dinlemeniz gereken En İyi 10 Klasik Müzik eseri ;

- Mozart – Requiem

- Mozart- 40.Senfoni

- Beethoven- Moonlight Sonata.

- Vivaldi - Winter.

- Handel - Sarabande.

- Bolero -RAVEL.

- J.S. Bach - St.

- Vivaldi- La Follia.

- Mozart- Turkish March.

- Beethoven- Für Elise

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Dinleme” öğrenme alanı B.4. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (B.4. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzikleri tanır.)

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================

                                                                                                                 _

Günlük Plan- 9.sınıf (2016-2017 2.dn. 17.hafta 29 Mayıs – 2 Haziran) :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: E.3. Dağarcığındaki basit ölçülerde yazılmış eserlere uygun ritim eşliği oluşturur. E.2. Ritim-ezgi çalgısı yapar.

⇒ Konular : Basit ölçülerde yazılmış eserlere uygun ritim eşliği oluşturma. Ritim-ezgi çalgısı yapma.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Orff yöntemi, Yaparak-yaşayarak öğrenme, Yaratma-üretme, Grup çalışması. (Not: Orf yöntemi: Bu metodun en temel öğesi, dans, müzik, konuşma, dil, vücut, ve hareket birlikteliğidir.)

⇒ Etkinlikler : Tartım kalıpları hatırlatılarak, öğrendiği eserlere uygun ritim eşliği yazma-uygulama etkinlikleri düzenlenir. Bu yönlendirmeden sonra öğrencilerin derse getirdiği malzemelerle keşfettikleri seslerden yararlanarak çalgılarına şekil vermeleri istenir. Öğrencilerin, ürettikleri çalgılarıyla seslendirdikleri eserlere eşlik etmeleri sağlanır.

 

Notaların değerlerini vuruşlarla anlayabiliriz. Bir vuruşu ayağımızla vurduğumuzu düşünelim. Bir vuruş, ayağımızın aşağı inişi ve yukarı çıkışıyla ikiye bölünmüş olur. Böylelikle farklı nota değerlerinin vuruşları şöyle olur:

-Birlik Nota:

 

-İkilik Nota:

 

-Dörtlük nota:

 

-Sekizlik Nota:

 

Not: Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, iki adet sekizlik nota yan yana gelirse yukarıdan iliştirilen bir çizgiyle birleştirilebilirler. Bu durum iki adetten daha fazla sekizlik notalar için de geçerlidir.

-Onaltılık Nota:

 

Not: Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, iki adet onaltılık nota yan yana gelirse yukarıdan iliştirilen bir çizgiyle birleştirilebilirler. Bu durum iki adetten daha fazla sekizlik notalar için de geçerlidir. Örneğin yukarıdaki tabloda dört adet onaltılık nota birleştirilmiştir.

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : “Dinleme” öğrenme alanı B.4. kazanımla ilişkilendirilmelidir. (B.4. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzikleri tanır.)

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================

                                                                                                                 _

Günlük Plan- 9.sınıf (2016-2017 2.dn. 18.hafta 5-9 Haziran) :

⇒ Ders saati: 1

⇒ Kazanımlar: E.4. Türk halk müziğinin yaşanmış öykülerini canlandırır.

⇒ Konular : Türk halk müziğinin yaşanmış öyküleri.

⇒ Öğrnm. öğrt. yönt. ve tekn. : Drama, Rol Yapma,  Öyküleme, Yaparak-yaşayarak öğrenme.

⇒ Etkinlikler : Halk türkülerinin öyküleri hakkında araştırma yapmaları ve elde edilen bulguları gruplar hâlinde canlandırarak sunmaları istenir.

 

Ah,Bir ataş ver.

Çanakkale Boğazı, Nağra Burnu açıkları 4 Nisan 1953, Saat 02:15

Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile Çarpıştı. Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının Öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi

Ah, Bir Ataş Ver, Cıgaramı Yakayım
Sen Sallan Gel, Ben Boyuna Bakayım

Uzun Olur Gemilerin Direği
Ah,Çatal Olur Efelerin Yüreği
Ah,yanık olur Anaların yüreği

Ah, Ataşı Gavur, Sinem Ko Yansın
Arkadaşlar Uykulardan Uyansın

 

GESİ BAĞLARI (İç Anadolu Bölgesi Kayseri)

Kayseride annesi ile yasayan genc kız Kayseri iline baglı gesi kasabasına gelingider ozamanın sartlarında ulasım zor oldugu için genç kız kayseriye gidipgelemez ve annesine olan özlemi onu cok üzer kocası vurdum duymaz gamsız birisidirgenc kızla hic ilgilenmez kaynana ise despot ve kötü birisidir geline yapmadıkeziyet bırakmaz aradan zaman gecer ve bir cocukları olur çocuğu ile avunmayaçalışır ama nafile annesine olan özlemi birtürlü dinmemistir annesinden hichaber alamadıgı için cok üzülmektedir.aylar yıllar geçer ve kötü haber gelirannesinin öldügünü ögrenen gelin üzüntüsünden gesinin güzel bagları arasındahem aglar hem de gesibagları türküsünü söyleye söyleye dolaşır durur.türkününbilinen 64 beyiti derlenmiştir.

(Of) Gesi Bağları'nda Dolanıyorum
Yitirdiğim Yarimi Aman Aranıyorum
Bir Çift Selamına Güveniyorum

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim

(Of) Gesi Bağları'ndan Gelsin Geçilsin
Kurulsun Masalar Rakı Konyak İçilsin
Herkes Sevdiğini Alsın Seçilsin

Atma Anam Atma Şu Dağların Ardına
Kimseler Yanmasın Anam Yansın Derdime

(Of) Gesi Bağları'nda Üç Top Gülüm Var
Hey Allah'tan Korkmaz Sana Bana Ölüm Var
Ölüm Varsa Şu Dünyada Zulüm Var

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim

 

⇒ Öğrenme öğretme süreci : Etkinliğin sergileneceği ortam ve koşullar hazırlanmalıdır.

 

⇒ Sonuç : [ ] Konu işlendi. ………………………………………………………………….

                 …………………………………………………………………………………….

=======BAŞADÖN===================================





=======BAŞADÖN===================================  
                                               _________       .
Günlük Plan- 9.sınıf 2015-2016 1.dn. 1.hafta :

 

 

 

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.1. Sesi tekniğine uygun olarak kullanır. Kendi yetenek ve ilgisini tanır. Ders işleyişi hakkında bilgi sahibi olur.

Konular : *Öğrencilerle tanışma. *Ders işleyişinin anlatılması. *Sesi kullanma tekniğinin anlatılması.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilere nefes, vücut yumuşaklığı, rahatlığı, dil ve konuşmanın ana öğeleri hakkında bilgi verilir.

Açıklamalar: *Ses açma çalışmalarında ses türüne göre ses sınırlarının aşılmamasına dikkat edilmeli ve ses açma çalışmalarında klavyeli bir çalgıdan yararlanılmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

DURUŞ TEKNİKLERİ (Sesini Doğru Kullanmak İsteyenler İçin)

Doğru Duruş (Correct Posture) Teknikleri:

Yanlış duruş alışkanlıkları sebebiyle vücudunuzun gereksiz yere kasılması nefesinizin büyük bir bölümünün kaslara harcanması sonucunu doğurur. Bu da şarkı söylerken nefessiz kalmanıza yol açar. Doğru duruş tekniklerini uygulamak ise harikalar yaratır. Vücudun duruşuna önem vermek siz şarkı söylerken kas ve eklemlerinizin kasılmasını önler. Böylelikle nefesinizin tümünü şarkı söylemek için kullanabilirsiniz.

Beden duruşunuzu düzeltmeniz size doğru pozisyonda şarkı söyleyebilmeniz açısından çok yardımcı olur. Böylelikle hem daha iyi şarkı söylersiniz hem de kendinize güvenen, profesyonel bir görünüm sergilemiş olursunuz. Beden duruşunuz ile ilgili aşağıda sıralamış olduğum noktaları özellikle şan dersi sırasında egzersizleri yaparken kullanmanızı tavsiye ederim.

-Ayaklar omuz genişliğinde açık.

-İstenirse ayaklardan biri öbürünün biraz önünde durabilir.

-Dizler çözülü (sanki oturmaya hazırlanıyormuş gibi).

-Vücut ağırlığı topukların üzerinde olacak şekilde (Belimize ağırlık vermemek için).

-Omurga alttan yukarı doğru uzatılacak ve düzleştirilecek.

-Omuzlar geride ama aşağıda ve serbest.

-Kafa omuzlar üzerinde ortalanmış, çene yere 180 derece paralel.

-Kollar vücudun iki yanında ve serbest.

-Vücut oldukça serbest ve gevşemiş olmalı.

Tüm bunları yaptığınızda diyaframınızı maksimum kapasite ile kullanmaya başlayacak ve nefesinizin doğru kullanımına olanak sağlamış olacaksınız.Yanlış duruş alışkanlıkları sebebiyle vücudunuzun gereksiz yere kasılması nefesinizin bir bölümünün kaslara harcanması sonucunu doğurur. Bu da şarkı söylerken nefessiz kalmanıza yol açar. Doğru duruş tekniklerini uygulamak ise harikalar yaratır. Vücudun duruşuna önem vermek siz şarkı söylerken kas ve eklemlerinizin kasılmasını önler. Böylelikle nefesinizin tümünü şarkı söylemek için kullanabilirsiniz.                              Alıntı : www.sandersleri.com

Değerlendirme : * Sesi doğru kullanma teknikleri nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 2.hafta (23-27 Eylül 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.2. Eserleri hız, gürlük ve anlatım terimlerine uygun olarak seslendirir. İstiklal Marşını doğru ve temiz söyler.

Konular : *İstiklal Marşı’nın çalışılması.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Hazırlanmış eser, öğrenciler tarafından terimlere uyarak seslendirilir. 

Açıklamalar: *Öğrencilerin tanımadığı terim ve işaretler hakkında bilgi verilmelidir.

Öğrenme öğretme süreci :

HAREKET (HIZ) TERİMLERİ :

Bir parçanın yavaş ya da hızlı çalınmasını belirleyen unsura müzikte hareket, bunları ifade eden terimlere de hareket (hız)terimleri denir. Ayrıca hareket yani hız terimleri metronom denilen bir aletle de belirlenmektedir ve en doğrusu da budur.

Ana Hız Basamakları:

Adagio : Ağır

Andante : Orta Yavaş

Moderato : Orta çabuk

Allegro : Çabuk, neşeli 
    
  Ara Hız Basamakları:

Rittardando : Gittikçe ağırlaşarak

Accelerando : Çabuklaştırarak, acele ederek

Largo : Çok Ağır

Presto :Çok Çabuk
    
  Gürlük (Nüans ) Terimleri:

Müzikte Çalarken ve söylerken seslendirdiğimiz eserlerin ne anlatmak istediğini iyi yansıtabilmek için gürlük(nüans) terimlerine ihtiyaç duyarız . Bunlar iki grupta incelenir. 
  
    Ana Gürlük Basamakları:

Piano : Hafif gürlük, p harfiyle gösterilir.

Mezzopiano : Orta hafif, mp harfleriyle gösterilir.

Mezzoforte : Orta kuvvetli, mf harfleriyle gösterilir.

Forte : Kuvvetli gürlük, f harfiyle gösterilir. 
 
     Ara Gürlük Basamakları:

Pianissimo : Çok hafif gürlük, pp

Fortissimo : Çok kuvvetli gürlük, ff 
 
     Anlatım Terimleri:

Animato : Coşkulu, canlı, diri

Vivace : Canlı

Commodo: Dingin (Sakin)

Doloroso: Üzüntülü

Scherzando: Şakacı

Mesto: Hüzünlü

Değerlendirme : *Müzikte hız, gürlük ve anlatım terimleri nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 3.hafta (30Eylül-04Ekim 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.3. İstiklal Marşı’nı nefes yerlerine dikkat ederek söyler.

Konular : *İstiklal Marşı’nın çalışılması.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasının sözleri tahtaya yazılır. Sözler üzerinde nefes yerleri belirtilir.

Açıklamalar: *Öğretmenin elinde İstiklal Marşı’nın ses kaydı ve/veya piyano eşliği bulunmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

 

 

Değerlendirme : *İstiklal Marşı’nın nefes yerlerini gösteriniz.

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 5.hafta (07-11 Ekim 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.4. Kanon seslendirmeye istekli olur.

Konular : *Kanon çalışması.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretilecek kanon önce ünison daha sonra da iki gruba ayrılarak seslendirme çalışmaları yapılır.

Açıklamalar: *İki sesli kanonlar seçilmelidir.

Öğrenme öğretme süreci :

KANON NEDİR?

Kanon, Eski Yunanca’da “yasa” anlamına gelen bir kelimedir. ”Kanon” kelimesi, bugün bu anlamına yakın bir içerik ile de kullanılmakla beraber, “kanon” kelimesini daha ziyade müzikte bir terim olarak bilmekteyiz. 14 ila 16. yüzyıllarda İtalyan ve Fransız müziğinde ilk örneklerini gördüğümüz kanon, artık evrensel bir yöntem olarak her ülke müziğinde yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Müzikte çok seslilik baz alınarak yapılan parçalara “kanon” denmektedir. İki sesli kanonlarda, en az iki kişi bir parçayı art arda çalar ya da seslendirir. 2 numara ile işaretlenmiş kısma birinci kişi geldiğinde, ikinci kişi parçaya başlar. Bu şekilde iki kişi aynı parçayı birlikte peşpeşe çalmış ya da söylemiş olur. Kanon yapılabilen parçalar buna uygun oluşturulmuş parçalardır. Her parça müzikte kanon yapılamaz.

Kanon, sadece iki kişi değil iki grupla da yapılabilir. Özellikle, koro çalışmalarında sıklıkla gördüğümüz bu uygulamada, koronun bir kısmı önce başlar, diğer kısmı ardından aynı parçaya en baştan giriş yapar. Kanonda, parçaya ilk girişi yapan kişiye ya da gruba “öncü”, sonradan başlayan kişiye ya da gruba ise “artçı” denir. Kanonun kaç sesli olduğu parçanın başında; artçının giriş yapacağı kısım ise parçanın içinde sayı ya da harfler ile belirtilir.

Kanon, çok sesli müziğin her kademedeki ve her müzik zevkindeki kesimler tarafından beğenilen bir müzik icrasıdır.

BURUK ACI:

 

Değerlendirme : *Kanon nedir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 5.hafta (14-18 Ekim 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.1. Müzikte kullanılan anahtarları tanır.

Konular : *Müzikte kullanılan anahtarlar.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen, müzikte kullanılan anahtarlara neden ihtiyaç duyulduğunu ve bu anahtarların hangi amaçla kullanıldığını açıklayarak bilgi verir. Tahtaya anahtarların şekilleri çizilerek tanıtılır. Notaların, farklı anahtarlarla farklı isimler aldıkları belirtilir.

Açıklamalar: *Öğrencilerin dizek üzerinde anahtarları tanımalarına yönelik çalışmalar yapılır.

Öğrenme öğretme süreci :

Anahtar(Açkı) (ing. clef): Anahtar portenin temel elemanıdır. Portenin başına yerleştirilir. Notaların adlandırılmasını sağlar.

Sol Anahtarı: Portenin alttan ikinci çizgisinden başlayarak çizilir. İkinci çizginin üzerindeki nota Sol adını alır. Sol anahtarı insan sesiyle yaklaşık frekanslarda ses veren enstrümanlar için kullanılır. Keman, gitar, flüt, bağlama, kaval, ud gibi enstrümanların notaları Sol anahtarı kullanılarak yazılır.

 

Fa Anahtarı: Portenin üstten ikinci çizgisinden başlayarak çizilir. Üstten ikinci çizginin üzerindeki nota Fa adını alır. Fa anahtarı pes frekanslardaki sesleri yazmak için kullanılır. Bu sesleri Sol anahtarıyla göstermek çok fazla ek çizgi kullanımı gerektireceğinden, pes frekanslarda ses veren bas gitar, çello, kontrbas, piyano (sol el) gibi enstrümanların notalarının yazımı için Fa anahtarı kullanılır.

 

Do Anahtarları : En yaygın türleri portenin alttan üçüncü ve dördüncü çizgilerine konur ve konuldukları çizgiye yazılan notalar "Do" adını alır. Do anahtarı orta frekanstaki sesleri göstermek için kullanılır. Viyola gibi çalgıların notalarının yazımı için Do anahtarı kullanılır. En yaygın kullanılan Do anahtarları tenor ve alto anahtarlarıdır:

 

 

Değerlendirme : *Müzikte kullanılan anahtarlar nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 6.hafta (21-25 Ekim 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: 1. Değerlendirme.

Konular : 1. Değerlendirme.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *1.Değerlendirme.

Etkinlik örnekleri : *1.Değerlendirme.

Açıklamalar: *1.Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci : 1. Değerlendirme.

Değerlendirme : *1. Değerlendirme.

Sonuç : [ ] Değerlendirme yapıldı. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 7.hafta (28 Ekim-01 Kasım 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.8. Atatürk’ün müzik görüşleri doğrultusunda yapılan çalışmaları ve sağlanan gelişmeleri tanır.

Konular : *29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. *Atatürk ve Milli Bilinç.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden, Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar müzik alanında yapılan çalışmaları ve gelişmeleri araştırarak bu alanda ulaşabilecekleri resim, fotoğraf, belge, ses ve görüntüleri derlemeleri istenir.

Açıklamalar: *Toplanan resim, fotoğraf, belge, ses ve görüntülerden yararlanarak sunum yapılır.

Öğrenme öğretme süreci :

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAN GÜNÜMÜZE MÜZİKAL ÇALIŞMALAR:

* Ankara’da Musiki Muallim Mektebi kuruldu.

* Mızıka-i Hümayun Ankara’ya taşınarak Riyaset –i Musiki Heyeti adını aldı.

* İstanbul Belediye Konservatuvarı kuruldu.

* Ankara Devlet Konsevatuvarı kuruldu.

* Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu.

Değerlendirme : *Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze önemli müzikal çalışmalar nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 8.hafta (04-08 Kasım 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.6. İki sesli eserleri seslendirir.

Konular : *Müzikte çok seslilik.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerin seviyelerine uygun iki sesli eserler seçilir. Sınıf ikiye ayrılarak iki sesli eserleri seslendirme çalışmaları yapılır.

Açıklamalar: *Öğretmen, yatay ve dikey çok seslilik hakkında bilgi vermelidir.

Öğrenme öğretme süreci :

Armoni, müzikte çok sesliliğin temel yöntemlerinden biridir.

Dikey çok seslilik = Armoni = Harmony

Yatay çok seslilik = Kontrpuan = Counterpoint

Tabii bu yöntemlerin her ikisi de belli "müziksel uyum kuralları" gözetilerek uygulanır.Ayrıca, yine ikisini de kavrayabilmek için belli bir altyapı, bilgi, birikim gerekir.

Dikey'den ve Yatay'dan ne kastediliyor. Bunların uygulamadaki karşılıkları nelerdir? Dikey çok seslilik; akor, arpej, arpejlenmiş akor gibi tekniklerle uygulanır. Birbiriyle uyumlu iki ya da daha fazla sesin aynı anda veya hemen birbirinin ardı sıra tınlaması ilkesine dayanır.

İşte, Do-Mi-Sol notalarından oluşan "Do Majör" akorunun dizekteki (portedeki) görünümü :

 

Bu da "Sol Majör" için arpejlenmiş akorun gösterimi :

 

"Arpejlenmiş akor"u şöyle tanımlayabiliriz :

Bir akoru oluşturan notaların genellikle kalından inceye doğru, tek tek ama çok kısa aralıklarla (hızlıca) seslendirilmesidir. Normal akorda ise hepsi aynı anda seslendirilir.Arpejde ise durum biraz daha farklı. Yani işittiğiniz, belli bir diziliş sırasıyla peşi sıra gelen sesler, rastgele notalar değil. Yine belli bir "akora ait" olan notalar. Ama aynı anda tınlamak yerine, adeta bir melodiymiş gibi, ölçüye yayılarak seslendiriliyorlar.

Yatay çok sesliliğe, yani kontrpuan'a da çok kısa değinerek bitirelim :

Armonideki dikey uygulamanın tersine, burada melodiye akorlar eşlik etmez; paralel ve bağımsız birden fazla melodi vardır. Yani, dizek üzerinde yatay bir görünüm sergiler. Armoni ile çok seslendirme yönteminde (çoğunlukla) melodi baskındır, yani ön plandadır. Eşlik (armoni) onu destekler ve zenginleştirir. Ama kontrpuan uygulamasında, bağımsız melodilerin birbiriyle etkileşimi öne çıkar.

Değerlendirme : *Dikey ve yatay çok seslilik nedir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 9.hafta (11-15 Kasım 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.7. Atatürk’ün güzel sanatlara ve güzel sanatlar içinde müziğe verdiği öneme sözlerinden örnekler sunar.

Konular : *10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümü. *Atatürk ve müzik.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden,  Atatürk’ün müzikle ve güzel sanatlarla ilgili sözleri araştırarak sunum yapmaları istenir. Atatürk’ün müzikle diğer güzel sanatlar arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirdiği vurgulanır.

Açıklamalar: *Atatürk’ün müzik ve sanat hakkında söylediği sözler yazılarak önemli günlerde ve haftalarda okul panolarında sergilenmesi sağlanmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Atatürk’ün Türk müziğine (musikisine) verdiği önem tartışmasız çok büyüktür. Atatürk sanatın her türlüsüne önem verdiği gibi, sanatçılara da ayrı bir değer verir, sanatla uğraşılması gerektiğini her fırsatta dile getirirdi. Ayrıca müzik eşliğinde dans etmeyi de çok severdi.

Atatürk’ün müzik ile ilgili sözleri

“Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”

“Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz.”

“Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”

“Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk müziğidir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü, musıkide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.”

“Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim.”

“Ulusal; ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce, modern müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal müziği yükselip, evrensel müzikte yerini alabilir.”

“Halkın da musıki ihtiyacını düşünmek gerekir. Halkın musıki zevkinin gelişmesi için bu musıkiye (batı musıkisine) alışması ve bu musıkiden hoşlanması için, köklü bir musıki eğitimine ihtiyaç vardır.”

“Bir çok defa bu musıkinin (Türk musıkisinin) tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musıki hakiki bir Türk musıkisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musıkisidir. Bu musıkiyi dünyanın anlaması lâzımdır. Onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerekir.”

Değerlendirme : *Atatrk’ün müzik ile ilgili sözleri nelerdir? 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 10.hafta (18-22 Kasım 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.7. Majör-minör tonalitelerden oluşan eserler seslendirir.

Konular : *Majör ve minör diziler.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen, majör-minör tonalitelerde (iki diyezli ve iki bemollü) yazılmış eserlerden oluşan çalışma yapraklarını öğrencilere dağıtır.    Eserin tonalitesini duyurmak/hissettirmek için dizisi ve arpeji seslendirilir.

Açıklamalar: *Eser öğretmen tarafından çalınır ve deşifresi yaptırılarak seslendirmeye yönelik etkinlikler düzenlenir.

Öğrenme öğretme süreci :

MAJÖR , MİNÖR ve İLGİLİ MİNÖR

Majör Kalıp

Majör ingilizce büyük, Minör ise küçük demektir. Aralıklarda da zaten örneğin; K3’lü yerine zaman zaman yada alternatif olarak m3’lü dediğimiz zamanlar olmakta. Dizi veya tonalite olarak majör ve minör, kuruluş kalıplarına bağlı olarak ilk üç sesin aralık yapısına bağlı olarak isim almaktadırlar.

Majör Kalıp: Majör kalıp sekiz ses ve 2 tam 1 yarım 3 tam 1 yarım aralıklarından oluşan dizini ismidir.

 

Hiç ağırza ( değiştirme işareti ) almayan dizi Do majör dizisidir. Diğer majör diziler değiştirme işareti almaktadır. Çünkü başka bir sesten başlandığnda 2 tam 1 yarım 3 tam 1 yarım sıralaması oluşmayacaktır. Bu sebepten dolayı aralıklarda olduğu dibi dizi ve gamları kurarken hesaplamak ve istenen forma sokmak gerekir.

Minör Kalıp: Minör kalıp sekiz ses ve 1 tam 1 yarım 2 tam 1 yarım 2 tam aralıklarından oluşan dizinin ismidir.

Hiç değiştirme işareti almayan minör dizinin ismi La minör dizisidir. Majör kalıpda olduğu gibi minör dizilerde de diğer minör gamları hesaplarken değiştirme işaretlerinden istifade edilir.

Minör Kalıplar:

Doğal Minör Kalıbı: 1 tam 1 yarım 2 tam 1 yarım 2 tam aralıklarından oluşan dizidir.

 

Armonik Minör Kalıbı: Doğal minör kalıbın 7’ci derecesinin ½ ses inceltilmiş halidir.

 

Melodik Minör Kalıbı: Doğal minör kalıbın 6’ncı 7’nci derecesinin ½ ses inceltilmiş halidir. Melodik minör gam melodik minör olarak çıkar doğal minör olarak iner.

 

İlgili Minör:

Her majör kalıbın bir ilgili minörü vardır. Yada başka bir değişle her majör kalıp içinde bir minör kalıp barındırmaktadır. Bu minör kalıbın isminede İlgili Minör denmektedir.

 

İlgili minör; majör gamın tonik derecesinden 3 ses 1½ ton aşağı inilerek (kalına, peste inilerek) bulunmaktadır. Örneğin Do majör gamının ilgili minörünü bulmak için Do sesinden kendi de dahil olmak üzere 3 ses 1½ ton inelim. Do, Si, La. Üç ses indik. Do – Si arası ½ ton, Si – La arasıda 1 ton. Toplamda 1½ ton yaptı. Yani Do dan 3 ses 1½ ton aşağı indiğimiz zaman elde ettiğimiz nota La notasıdır. O zaman Do majörün ilgili minörü La minördür.    Alıntı: www.solfejdersi.org

Değerlendirme : *Major ve minör kalıp nedir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 11.hafta (25-29 Kasım 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.8. Ülkemiz müzik türlerinden örnekler seslendirir.

Konular : *24 Kasım Öğretmenler Günü. *Atatürk’ün Başöğretmenliği. *Ülkemiz müzik türleri

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden ülkemizde var olan müzik türlerinden birer örnek vermelerini ve bu türler arasındaki farkları söylemeleri istenir. Daha sonra hazırlanan halk türküleri, makamsal şarkılar,   popüler şarkılar vb. eserlerden oluşan notalar öğrencilere dağıtılır.

Açıklamalar: *Eserlerin deşifresi yapılarak türüne uygun seslendirme etkinlikleri düzenlenir. *2.Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci :

ÜLKEMİZDEKİ MÜZİK TÜRLERİ VE ÖZELLİKLERİ

Türler : Türk alternatif müzik, Klasik türk müziği, Oryantal, Türk halk müziği, Türk Hip-Hop Müziği, Türk caz müziği, Osmanlı ordu müziği, Devlet Opera ve Balesi, Türk pop müziği, Türk dini müziği, Anadolu rock

Etnik müzik : Ermeni Müziği, Azeri Müziği, Bosna Müziği, Yunan Müziği, Yahudi Müziği, Kürt Müziği, Pontus Müziği, Roman Müziği, Zaza Müziği, Yöresel Halk Türleri, Ege Müziği, Rumeli Müziği, Karadeniz Müziği, Kıbrıs Müziği, Osmanlı yöresel türleri, Arnavut Müziği, Arap Müziği, Ermeni Müziği, Balkan Müziği, Kıbrıs Müziği, Mısır Müziği, Yunan Müziği, Macar Müziği, Kürt Müziği, Pers Müziği, Pontus Müziği, Trakya Müziği

Türk müziği, Türkler'in Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Selçuklu ve Osmanlı döneminde belirginleşen müziktir. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır.

İslamiyet Öncesi: Türklerin İslamiyet'i kabullerinden çok önce dini törenleri yöneten şaman, kam ya da baksı, elinde belirli sesler çıkaran demir parçalarının bağlı bulunduğu bir değnekle topluluğu etkiliyordu Bu törenlerde davulun da önemli bir yeri vardır
Çin'in kütüpane, Hun Türkleri'nde, Uygur Türklerinde, Selçuklular'da ve Osmanlılar'da müziğe büyük yer ve önem veriliyordu. Ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Selçuklu ordusu yoktur.
Eski Türk Hakanlarının saraylarında ve ordugahlarında musiki takımları 9 kök denilen eserleri her gün çalardı.

Geleneksel Türk Müziği:Geleneksel Türk müziği, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevresinde gelişen olmak üzere ikiye ayrılır. Geleneksel olarak Türk müziği çeşitli ortamlarda şöyle belirir:

* Şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda; Kâr, beste, semai, şarkı

* Camilerde; Ezan, dua, sela, tekbir, temcit, münacaat

* Tekkelerde; Naat, ayin, durak, ilahi, nefes, niyaz

* Köylerde; Türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası

* Sınır boylarında; Serhat türküsü

* Kışlalarda; Mehter müziği

Halk müziği ve "klasik" Türk müziği arasında çok önemli bir bağ vardır. Nitekim türkülerin pek çoğunda klasik musiki makamları kullanılmıştır. Aynı şekilde, türkü, köçekçe, oyun havası, sirto, vb. halk musikisi formları klasik Türk musikisinde kullanılmıştır. İsmail Dede Efendi, Şakir Ağa, Şevki Bey gibi büyük klasik musiki bestekarlarının hemen hepsinin halk musikisi formlarını kullandıkları gözlemlenir.

Klasik Türk Müziği: Osmanlılar yalnız musiki sanatına değil musiki ilmine de büyük önem verdiler. Türk müziğinin Arap, Acem, eski Yunan ve Bizans asıllı olduğunu ileri sürenler vardır. Ancak Klasik Türk Müziği genel nitelikleri bakımından Türk asıllıdır. Osmanlı uygarlığı her alanda büyük bir sentez geliştirdiği gibi, Türk müziği potasında yerel pek çok renk bu müziğin parçası haline gelmiş ve bunun karşılığında da Osmanlı musikisi devletin kapsadığı topraklar ve ötesine büyük etkilerde bulunmuştur.
İstanbul'un alınmasından sonra Topkapı Sarayı'nda kurulan Enderun Musiki Mektebi ve özel meşkhanelerde eğitime geçilmesiyle daha belirli olarak kurallaşan ve klasik bir müzik niteliği kazanan Klasik Türk Müziği altı dönemde incelenir. Birinci dönem; hazırlayıcı dönemdir ve başlangıcından Meragalı Abdülkadir'e (1360-1435) kadar uzanan dönemdir. İlk klasik dönem, ikinci klasik dönem, yeni klasik dönem gibi dönemlerden günümüze gelir. Yeni klasik dönem oldukça önemlidir ve Dede Efendi'den Zekai Dede'ye (1825-1397) kadar uzanan kapsayan dizi, makamlar, usuller ve şekiller'den oluşur.

Halk Müziği: Türk Halk Müziği örnekleri genelde sözlü olmakla beraber, sözsüz dans müziklerini de içerir.Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Uzun havalar Anadolu'nun değişik bölgelerinde bozlak, türkmani, maya, hoyrat, divan, ağıt gibi adlarla anılır. Bunlar genellikle Karacaoğlan, Emrah, Ruhsati, Sümmani ve daha birçok tanınmış halk ozanının deyişleri üzerine yakılmıştır. Kırık havalar ise koşma, yiğitleme, güzelleme, taşlama, ninni ve daha başka adlar altında kümelenir. Bunlar da genellikle gurbet, ayrılık, sıla hasreti, ölüm, askere gidiş, yiğitlik, düğün, çocuk sevgisi, kız kaçırma gibi köye has toplumsal bir olayı konu alır, sadelik, içtenlik, duygululuk gibi özellikler gösterir yerel renkler taşır. Türk Halk Müziği'nin melodi yapısı incelendiğinde bu melodilerin ses genişlikleri bakımından bir oktav (sekiz ses sınırı) tamamlayan dizi ve tonaliteyi kesin şekilde belirtmeyen ikili ile beşli aralıkları içinde yaratılmış olduğu görülür. Bununla birlikte dizi ve tonaliteyi belli eden sekizli ve daha geniş sınırlı melodiler de çoktur. Basit ve birleşik ölçülerden başka aksak ölçüleri içeren Türk Halk Müziği, ezgiler ve formlardan oluşur.

Klasik Batı Müziği: Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde girişilen devrim hareketleri sanat konularına da yöneldi. Daha çok Klasik Batı müziğine önem verildi. 1924'de Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kuruldu. Osmanlı sarayındaki müzik topluluğu başkente getirilerek Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla konserler vermesi sağlandı. Yetenekli gençlerin Avrupa ülkelerine gönderilip yetiştirilmesi hareketi başladı. İstanbul'da çalışmalarını sürdüren Darrültalimi Musiki adlı okul yeni bir yönetmelikle konservatuvar haline getirildi. Çok sesli sanat müziğinde sesini Batı'da ilk duyuran Türk sanatçı Cemal Reşit Rey oldu.

Öğrenimlerini devlet adına yurtdışında yapan Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses dönüşlerinde Ankara Musiki Muallim Mektebi'nin öğretmen kadrosuna katıldılar. Bu sanatçılar Türk Sanat Tarihinde sanat tarihinde Türk Beşleri olarak anıldılar. Eserlerinde genellikle batı müziği ilkeleri halk müziğinden gelen ögelerle birleştirilmiştir. Ahmet Adnan Saygun'un Özsoy adlı bir perdelik operası 1924'de Ankara Halkevi'nde sahnelendi. Aynı bestecinin ikinci eseri Taşbebek de 1934'de başarı ile oynandı. Opera ve bale temsillerini gerçekleştirmek amacı ile Ankara Devlet Konservatuvarı'na bağlı bir Tatbikat Sahnesi 1940 yılında çalışmalarına başladı. Yetenekli gençlerin seçimi ile eğitime geçildi. İzleyen yıllarda Ahmet Adnan Saygun' un Kerem, Nevit Kodallının Van Gogh ve Gılgamış, Sabahattin Kalender'in Nasrettin Hoca, Ferit Tüzün'ün Çeşmebaşı eserleri sergilendi. Ankara'dan sonra İstanbul ve İzmir'de kurulan devlet konservatuvarları eğitime başladı.

1940 yılından bu yana genç yetenekler için uygun bir ortamın doğuşu yurtdışında da ün ve ilgi derleyen yorumcuların yetişip gelişmesini bağladı. Soprano Leyla Gencer, bariton Orhan Günek bu hareketin öncüleri oldular. Onları bas yorumcusu olarak Ayhan Baran, soprano Ferhan Onat ve soprano Suna Korat izlediler. Enstrüman yorumcusu olarak piyanist Ergican Saydam, kemancı Ayla Erduran, Suna Kan, piyanist Ayşegül Sarıca, İdil Biret, Hülya Saydam ve Verda Erman yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da büyük ilgi gördüler.

Popüler Müzik: 1970'lerden sonra geniş halk kitelerine hitap eden müziktir. Şu kategorilere ayrılır:

Türk Pop Müziği, Türkçe Rock Müzik (türevleri; Alternatif rock, Anadolu rock, Karadeniz rock, Metal), Türkçe dans müziği, Türkçe jazz, Türkçe rap, Arabesk müzik (türevleri; Arabesk-Pop müzik, Protest müzik, Özgün müzik), Fantezi müzik (türevleri; Fantezi-Pop müzik), Hafif Sanat müziği)

Değerlendirme : *Türkiye’de müzik türleri nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 12.hafta (02-06 Aralık 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.9. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzik eserlerinden örnekler seslendirir.

Konular : *Dünya müzik türleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Dünyanın farklı bölgelerindeki (Uzak Doğu, Afrika, Amerika, Akdeniz ülkeleri vb.) müziklere ait eserlerden değişik örnekleri içeren bir çalışma yaprağı hazırlanıp dağıtılır.

Açıklamalar: *Öğrenciler içlerinden seçtikleri örnek eseri/eserleri seslendirir.

⇒ Öğrenme öğretme süreci :

DÜNYA MÜZİK TÜRLERİ

 Rock müzik : Rock, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur.

 Progresif rock :Elektro gitar, akustik gitar, bas gitar, klaveye ve bateri gibi geleneksel rock enstrümanlarına ek olarak keman, hammond orgu, moog sentezleyici, perküsyon enstrümanları, üflemeli çalgılar ve benzeri bulunabilir.

 Heavy Metal : Heavy Metal, agresif ritimler ve aşırı distorsiyonlu gitarlarla karakterize edilen Metal müzik türüdür.

 Kelt Müziği : Kelt müziği ya da Keltik müzik İskoçya, İrlanda, Galler, Asturias vs. gibi bölgelerde yaygın olan geleneksel bir müzik türüdür. Özellikle son yıllarda Dünya çapında dinleyici kitlesi bulmuştur. Kelt müziği, pentatonik bir müzik olup keman, gitar, arp, gayda ve flüt gibi çalgılar önemli yer tutar. Bayan vokale erkek vokalden daha sık rastlanır. Rahatlatıcı ve dinlendirici özelliğiyle tanınan bir müziktir.

 Blues : ABD'de siyah müzisyenlerin kendi halk müziklerini modern enstrümanlarla icra etmeye başlamaları ile birlikte ortaya çıkmış, zamanla halkın bütün kesimlerine yayımış, içinden R&B, caz ve rock gibi başlı başına tarzlar çıkarmış müzik tarzı.

 Caz : Belkide en tanınmış Caz müzisyeni Louis ArmstrongCaz, ilk kez Lousiana, New Orleans'ta, 1900'ların başında gelişmeye başladı. Caz müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu ritim, atışma, ve doğaçlama tekniklerini kullanır; Afrikalı amerikası ve batı müziği tekniklerinin harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band'in ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur.

 Klasik Müzik : Klasik batı müziği, genelde yüksek kültür seviyesi ile bağdaştırılan, halk müziklerinden net çizgilerle ayrılmış, Avrupa kökenli ve ağırlıklı müzik türüdür.

 Rhythm and Blues (diğer adıyla R&B veya RnB) : jazz, rap , gospel ve blues karışımı, Afrika kökenli ABD'lilerin yaptığı müzik türüdür.

 Rap :Kökeni 1970'lerin Getto Amerika'sına dayanan bir müzik türü.

 Çağdaş Müzik : Gerçekten de yeni bir geleneği yaratmayı başarmıştır bu müzik. Bugün de dünya müzik repertuarında ancak küçük bir yer kaplayan çağdaş müzik, yine de pek çok dünya bestecisini etkilemiş, genişletilmiş, değiştirilmiş, ama yüzyılımızın -Çağdaş- müziği olmuştur.

 Türk Halk Müziği :Toplumların hayatından kaynaklanan duygu, düşünce ve zevklerini işleyerek dile getiren, ait oldukları toplumun kültürünü yansıtan sözlü ve sözsüz ezgilerdir.

Değerlendirme : Dünyada müzik türleri nelerdir?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 13.hafta (09-13 Aralık 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.10. Türk müziğine ait makamsal eserleri seslendirir.

Konular : *Türk müziği makamları.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen tarafından seçilen buselik, rast, kürdi makamlarında bestelenmiş örnek eserler dinletilir. Dinletilen eserlerin seslendirilmesine yönelik çalışmalar yapılır.

Açıklamalar: *Buselik, rast, kürdi makam dizilerinin özellikleri verilmelidir.

Öğrenme öğretme süreci : 
      TÜRK MÜZİĞİNDE MAKAMLAR 

Türk musikisinde, kullanılan ses dizilerinin(gam) belli kurallar çerçevesinde kullanılmasıdır. Makamların dizileri, aralıkları eşit olmayan toplamı 53 koma olan sekiz sesten oluşur. Dizileri aynı olan makamlar birbirlerinden seyirlerine göre ayrılır. Bu yüzden makamda seyir çok önemlidir. Makamların karar sesleri, güçlüsü, yedeni ve asma kararları olur.

Durak, ilk dörtlü veya beşlinin ilk perdesidir.

Güçlü, genellikle ikinci dörtlü veya beşlinin ilk perdesidir ve parçanın ortalarında geçici karar perdesi olarak kullanılır.

Yeden, genellikle parçanın bitişinde karar perdesinden önce kullanılan makamına göre yarım veya tam ses olabilen bitiş duygusunu güçlendirici sestir.

Asma Karar, eser içerisinde başka bir makama hatırlatma yapmak için kullanılan kısa süreli kalışlardır. Asma kararlar makamın dizisi içinde herhangi bir ses olabildiği gibi genellikle de hatırlatılmak istenen makam ile asıl makamın ortak seslerinden bir olur. Asma kararlarda asla başka bir makama geçiş yapılmaz çünkü asıl makamın özellikleri ortadan kalkar.

Makamın sekiz sesi dörtlü ve beşlilerin birleşmesiyle meydana gelir. Bunlar;

Çargah dörtlüsü, Çargah beşlisi, Rast dörtlüsü, Rast beşlisi, Uşşak dörtlüsü, Hüseyni beşlisi, Hicaz dörtlüsü, Hicaz beşlisi, Kürdi dörtlüsü, Kürdi beşlisi, Buselik dörtlüsü, Buselik beşlisi, Segah dörtlüsü, Segah beşlisi, Saba dörtlüsü, Nikriz beşlisi, Hüzzam beşlisi, Ferahnak beşlisi

Makamlar, inici, çıkıcı veya inici-çıkıcı bir seyre sahiptir. Basit, bileşik ve şed makamlar olmak üzere üçe ayrılır.

Basit Makamlar Tam dörtlü ve tam beşlilerin birleşmesiyle meydana gelen makamlardır. Genellikle birleşme yerindeki ses makamın güçlüsüdür. Türk müziğinde 16 adet basit makam vardır. Bunlar: Çargah Makamı, Buselik Makamı, Kürdî Makamı, Rast Makamı, Uşşak Makamı, Hicaz Makamı, Uzzal Makamı, Hümayun Makamı, Zirgüleli Hicaz Makamı, Neva Makamı, Tahir Makamı, Bayati Makamı, Muhayyer Makamı, Hüseyni Makamı, Karcığar Makamı ve Basit Suzinak Makamı'dır.

Bileşik Makamlar Çeşitli makamların birleştirilerek farklı bir makam haline gelmiş makamlardır. Ferahfeza, Dilkeşide, Ruy-i Irak bu makamlara örnektir.

Şedd (Göçürmeli ) Makamlar Makamın yapısı bozulmadan karar sesinin farklı bir sese göçürülmesinden oluşan; kendine özgü geçkilerle ve seyir yapısı ile ait olduğu basit makamdan ayrılan makamlardır. 16 adet şedd makam vardır.

Türk müziğinde 590 makam tespit edilmiştir. Ancak bunların bir çoğu bugün kullanılmamaktadır (günümüzde 150 kadar makam kullanılsa da çoğunlukla eser verilen makam sayısı 40 civarındadır).

Değerlendirme : Makam nedir? Türk Müziğindeki makamlar nelerdir? 

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 14.hafta (16-20 Aralık 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: B.1. Sesin temel özelliklerini açıklar.

Konular : *Sesin temel özellikleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen sesin temel özelliklerini (sesin yüksekliği, gürlüğü, niteliği ve süresi) içeren bilgileri açıklar. İnsan sesi ve farklı çalgı seslerinin özelliklerini yansıtan ses kayıtlarını dinletir.

Açıklamalar: *Öğrencilerin sesin temel özelliklerine dikkatleri çekilerek yorum yapmaları istenir.

Öğrenme öğretme süreci :
     SESİN TEMEL ÖZELLİKLERİ 
    Müziği oluşturan temel iki ögeden biri seslerin incelik ve kalınlıklarını (frekanslarını) ortaya koyan yükseklik, diğeri ise bu seslere yaşam veren süre özelliğidir. Sesin gürlüğü ve tınısı ise müziğin daha anlamlı hale gelmesini sağlar. Bütün bu özellikleri gösterebilmek için müzikologlar kendine özgü bir müzik işaret dili geliştirmişlerdir. İşaretleri tanımadan önce sesin işaretlere temel oluşturan bu özellikleri tanımalıyız. Çünkü ; tüm terim ve işaretler bu çerçevede şekillenir.

Ses sistemine geçmeden önce müziğin temel malzemeleri olan ses ve ritme ait bazı müzik terimlerini öğrenelim:

Ses:Cisimlerin titreşmesinden meydana gelen fiziksel bir olaydır. Sesler iki çeşittir:

1-Ölçülü ve ahenkli sesler (Müzikal sesler),

2-Ölçüsüz ve ahenksiz sesler (Gürültü) .

SESİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

1)Sesin yüksekliği (frekansı)

2)Sesin süresi (tartım)

3)Sesin şiddeti (gürlük)

4)Sesin tınısı (rengi)

1-Yükseklik (frekans): Seslerin birbirine oranla ince veya kalın (tiz veya pes) olması halidir . (Ses bir cisim olmadığı için "ince ses" veya "kalın ses" şeklinde bir isimlendirme hatalı olacakken, buna karşılık "tiz ses" veya "pes ses" şeklinde yapılacak bir isimlendirme çok daha doğru olacaktır.) Sesin yüksekliğini size bir örnekle açıklayalım: İlkokulda herkese öğretilen bir parça olan "Daha dün annemizin kollarında yaşarken" isimli çocuk şarkısını aklınıza getirin. "Da-ha" heceleri aynı yükseklikteki (aynı frekanstaki) seslerle bestelenmişken, devamındaki "dün an" heceleri daha yüksek (daha tiz) seslerle bestelenmiştir.

Sesin frekansı arttıkça tizleştiğini, azaldıkça pesleştiğini duyarız. Buna göre frekansı 400 olan bir ses 300 olan bir sese göre daha tizdir.

2-Sesin Süresi (tartım): Seslerin zaman içindeki devamlılığıdır. (bir sesin 1 saniye, 2 saniye 4 saniye uzaması gibi)

3-Sesin Şiddeti (gürlük): Sesler arasındaki kuvvetlilik, hafiflik farkıdır. Örneğin: müzik setinin sesini kısıp, yükseltmesi gibi. Yani buda sesin şiddetinin volum anlamına geldiğini gösteriyor.

4-Sesin Tınısı (rengi): Sesler arasındaki renk farkıdır. Örnek: Gözleriniz kapalı iken size gitar ve ud sazlarını ayrı ayrı dinletsek, görmediğiniz halde bunları ayırabilirsiniz. İşte sesler arasındaki bu farklılığa tını denir.

Değerlendirme : Sesin temel özellikleri nelerdir ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 15.hafta (23-27 Aralık 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: B.2. Dinlediği eserlerde hız, gürlük ve anlatım terimlerini ayırt eder.

Konular : *Müzikte hız ve gürlük.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden seçilen eseri/eserleri, öğrendikleri hız, gürlük ve anlatım terimlerine dikkat ederek dinlemeleri istenir.

Açıklamalar: *Dinletinin sonunda terimleri ayırt etmeleri sağlanır. *Performans görevi notu.

Öğrenme öğretme süreci :

HAREKET (HIZ) TERİMLERİ :

Bir parçanın yavaş ya da hızlı çalınmasını belirleyen unsura müzikte hareket, bunları ifade eden terimlere de hareket (hız)terimleri denir. Ayrıca hareket yani hız terimleri metronom denilen bir aletle de belirlenmektedir ve en doğrusu da budur.

Ana Hız Basamakları:

Adagio : Ağır

Andante : Orta Yavaş

Moderato : Orta çabuk

Allegro : Çabuk, neşeli 
    
  Ara Hız Basamakları:

Rittardando : Gittikçe ağırlaşarak

Accelerando : Çabuklaştırarak, acele ederek

Largo : Çok Ağır

Presto :Çok Çabuk
    
  Gürlük (Nüans ) Terimleri:

Müzikte Çalarken ve söylerken seslendirdiğimiz eserlerin ne anlatmak istediğini iyi yansıtabilmek için gürlük(nüans) terimlerine ihtiyaç duyarız . Bunlar iki grupta incelenir. 
  
    Ana Gürlük Basamakları:

Piano : Hafif gürlük, p harfiyle gösterilir.

Mezzopiano : Orta hafif, mp harfleriyle gösterilir.

Mezzoforte : Orta kuvvetli, mf harfleriyle gösterilir.

Forte : Kuvvetli gürlük, f harfiyle gösterilir. 
 
     Ara Gürlük Basamakları:

Pianissimo : Çok hafif gürlük, pp

Fortissimo : Çok kuvvetli gürlük, ff 
 
     Anlatım Terimleri:

Animato : Coşkulu, canlı, diri

Vivace : Canlı

Commodo: Dingin (Sakin)

Doloroso: Üzüntülü

Scherzando: Şakacı

Mesto: Hüzünlü

Değerlendirme : *Müzikte hız, gürlük ve anlatım terimleri nelerdir?

Sonuç :  [ ] Konu işlendi. 
====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 16.Hafta (30 Aralık- 03 Ocak 2013):

Ders saati: 1

Kazanımlar: B.3. Uluslararası sanat müziği tür-biçimlerini dinlemeye istekli olur.

Konular : *Uluslararası sanat müziği tür ve biçimleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Uluslararası sanat müziğinin seçkin örneklerinden oluşan açıklamalı dinleti etkinliği düzenlenir.

Açıklamalar: *Dinletinin sonunda öğrencilerin görüşleri dinlenir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 17.Hafta (06-10 Ocak 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: B.4. Dünyanın farklı bölgelerindeki müzikleri tanır.

Konular : *Diğer bölgelerin müzik türleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden, dünyanın farklı bölgelerindeki (Uzak Doğu, Afrika, Amerika, Akdeniz vb.) müzikleri araştırmaları istenir.

Açıklamalar: *Elde ettikleri bulgularla açıklamalı dinleti etkinlikleri düzenlemeleri istenir. *3. Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 18.hafta (13-17 Ocak 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: A.5. Müzikte deşifre yapar.

Konular : *Deşifre çalışması.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden   “deşifre”   sözcüğünün anlamı istenir.  Öğrencilerin seviyelerine uygun örnek eser üzerinde deşifre çalışmaları yapılır.

Açıklamalar: *Deşifre yapılacak eserler 9. sınıf öğrencilerinin hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 1.dn. 19.hafta (20-24 Ocak 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.2. Basit ölçüleri açıklar. Çalgısı ve sesiyle müzikal etkinliklere katılmaya istekli olur.

Konular : *Basit ölçüler. *Genel tekrar

Öğrenme, öğrt. Yönt. Vetekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *2/4’lük, 3/4’lük ve 4/4’lük ölçülerden oluşan tartım çalışmaları yaptırılır. Bu ölçülerde yazılmış çalışma yaprakları hazırlanarak eksik bırakılan ölçü sayısının, nota değerlerinin ve ölçü çizgilerinin öğrenciler tarafından tamamlanması istenir. *Dönem  içinde öğrenilen eserler seslendirilir.

Açıklamalar: *2/4’lük, 3/4’lük ve 4/4’lük ölçülerin vuruşları yaptırılmalıdır. *Etkinlik için uygun ortam ve koşullar hazırlanmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 1.hafta (10-14 Şubat 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.3. İkili ve üçlü yatay aralığı tanır.

Konular : *Yatay aralıklar.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *İki sesin art arda tınlamasından oluşan aralığın yatay (melodik) aralık olduğu belirtilir. Öğrencilerden verilen seslerin üzerine büyük ikili (B2’li), küçük ikili (K2’li), büyük üçlü (B3’lü) ve küçük üçlü (K3’lü) aralıkları yazmaları istenir.

Açıklamalar: *Öğretmen, seslerin yüksekliklerini duyurmak üzere piyano/elektronik org vb.klavyeli çalgılardan yararlanabilir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 2.hafta (17-21 Şubat 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.4. İkili ve üçlü dikey aralığı tanır.

Konular : *Dikey aralıklar.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *İki sesin aynı anda tınlamasından oluşan aralığın dikey (armonik) aralık olduğu belirtilir. Öğretmenin vereceği sesler üzerine, öğrencilerin istenen aralıkları (B3’lüye kadar) yazmaları istenir.

Açıklamalar: *Klavyeli bir çalgıyla çalınacak aralıkları duyma çalışmaları yapılır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 3.hafta (24-28 Şubat 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.5.  İki diyezli ve iki bemollü majör-minör tonaliteleri tanır.

Konular : *Majör ve minör diziler.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen tahtaya re ve si dizisi yazarak öğrencilerden değiştirici işaretleri kullanıp majör-minör dizileri oluşturmalarını ister. İki diyez alan (fa#, do#) dizinin “re majör, ilgili minörünün “si minör olduğu, iki bemol alan (si, mi bemol) dizinin “sib.  majör”, ilgili minörünün “sol minör olduğu açıklanır. Bu diziler çıkıcı, inici ve arpej olarak seslendirilir.

Açıklamalar: *Öğretmen armonik ve melodik minör dizilerinin özelliklerini de açıklamalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 4.hafta (03-07 Mart 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.6. Türk müziği ses sistemini tanır.

Konular : *Türk müziği ses sistemi.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Türk müziğinde kullanılan ses değiştirici işaretler gösterilir. *Türk müziği ses sistemini ve işaret tablosunu tanımaya yönelik çalışmalar yapılır.

Açıklamalar: *Öğretmen “koma”nın tanımını vermelidir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 5.hafta (10-14 Mart 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.7. Türk müziği usullerinin vuruşlarını tanır.

Konular : *İstiklal Marşımızın kabulu. *Türk müziği usulleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Tahtaya iki çizgi çizilir. Usul vuruşlarında üstteki çizginin sağ elle, alttaki çizginin sol elle vurulacağı, kuvvetli zamanın sağ elde “düm” hecesiyle, zayıf zamanın sol elde “tek” hecesiyle söyleneceği vurgulanır.

Açıklamalar: *Öğretmen, Türk müziğinde kullanılan 2/4’lük “nim sofyan”, 3/4’lük “semai”, 4/4’lük “sofyan” usullerini vermelidir. *1.Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 6.hafta (17-21 Mart 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: *Vatan Millet sevgisinin işlendiği türkü ve marşları söylemeye istekli olur.

Konular : *Çanakkale Zaferi.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Yurt sevgisi,   millî birlik,   bayrak sevgisi,   Kurtuluş Savaşı ve hürriyet konularını içeren türkü ve marşlar seçilir.

Açıklamalar: *Öğrenilen eserler gürlük ve anlatım terimlerine uygun olarak söyletilmelidir.

Öğrenme öğretme süreci : 10. Yıl Marşı, 19 Mayıs Marşı, Ankara Türküsü, Bayrağım, Bayrağım 2, Bayrak vb. parçalar seslendirilir. Bu parçalar seslendirilirken gürlük ve anlatım konusu hatırlatılır. (Bkz. 9.sınıf 1.dn. 2.hafta)

Değerlendirme : *Parçaları notalarına uygun söyleme.

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 7.hafta (24-28 Mart 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: C.8. İki ve üç bölümlü biçimleri ayırt eder.

Konular : *Müzik biçimleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *İki ve üç bölümlü (AB ve ABA) biçimlerden oluşan eser/eserler dinletilir. Öğrencilerden hazırlanan çalışma yaprağındaki eser/eserler üzerinde AB ve ABA biçimlerindeki A ve B bölümlerini farklı renklerle işaretlemeleri istenir.

Açıklamalar: *Motif,    cümle,    dönem hakkında bilgi verilmelidir. *MOZART’ın  “Küçük Bir Gece Müziği”   3. bölüm (menuet) dinletilebilir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 8.hafta (31 Mart-04 Nisan 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.1. Müzikte İlk Çağ, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinin genel özelliklerini açıklar.

Konular : *Batı müziği tarihi.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden,   İlk  Çağ,   Orta  Çağ  ve  Rönesans dönemlerindeki müziğin gelişimi hakkında toplumsal gelişim ve değişimleri, bilim ve sanattaki genel yaklaşımları, sanat kollarının ve müzik sanatının gelişim ve etkileşimini, araştırmaları   ve   elde   ettiği   bulguları   arkadaşlarıyla paylaşmaları istenir. 

Açıklamalar: *Bu dönemlerin önemli bestecileri tanıtılarak eserlerinden örnekler dinletilir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 9.hafta (07-11 Nisan 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.2. Türk müziği tarihi hazırlık döneminin genel özelliklerine örnek verir.

Konular : *Türk müziği tarihi.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden, Türklerin tarih öncesi çağlardan 18.yy.’a kadar gelen müzik yaşantılarıyla ilgili araştırma yaparak elde ettikleri bilgilerle sunum yapmaları istenir.

Açıklamalar: *Bu dönemlerin önemli bestecileri tanıtılarak eserlerinden örnekler dinletilir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 10.hafta (14-18 Nisan 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.2. Türk müziği tarihi hazırlık döneminin genel özelliklerine örnek verir.

Konular : *Türk müziği tarihi.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğretmen,   öğrencilere dinledikleri müzik türlerini sorarak gelen dönütleri tahtaya yazarak sınıflandırır.  Bu türler hakkında kısa bilgi verilerek öğrencilerden dinledikleri müziklerin hangi türe ait olduğunu belirlemeleri istenir.

Açıklamalar: *Öğretmen ülkemizdeki müzik türlerinden oluşan ses kayıtları bulundurarak örnek dinleti yapmalıdır. *2.Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 11.hafta (21-25 Nisan 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.4. Türk halk müziğinin genel özelliklerini açıklar.

Konular : *23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. *Türk halk müziği biçimleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden, Türk halk müziğinin kaynakları, işlediği konular,   yapısı   (uzun hava,   kırık hava)   ve çalgıları ile ilgili araştırma yapmaları, elde ettikleri bulgularla sunum yapmaları istenir.

Açıklamalar: *Koşulların uygun olması durumunda mahalli sanatçılardan yararlanılabilir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 12.hafta (28 Nisan-02 Mayıs 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.5. Türk sanat müziği biçimlerini (form) tanır.

Konular : *Türk sanat müziği biçimleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Türk sanat müziğinin sözlü –sözsüz serlerinin açıklamalarının olduğu çalışma yaprakları öğrencilere dağıtılır. Bu biçimlerde (formlarda) yazılmış eserlerin kayıtlarından yararlanılarak tanımaya yönelik açıklamalı dinleti etkinliği düzenlenir.

Açıklamalar: *Öğretmen örnek eserler ile ilgili ses kayıtlarını hazır bulundurmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 13.hafta (05-09 Mayıs 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: E.1. Yatay aralıklardan ezgi oluşturur.

Konular : *Ezgi oluşturma çalışmaları.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Bildiği yatay aralıklar ve ritim kalıplarını kullanarak ezgi oluşturmaları istenir.

Açıklamalar: *Oluşturulan ezgileri seslendirmeye yönelik etkinlikler düzenlenir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 14.hafta (12-16 Mayıs 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: D.6. Millî bilinç kazandıran marşları tanır.

Konular : *19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı *Atatürk’ün görüşleri doğrultusunda sağlanan gelişmeler.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Yurt sevgisi, millî birlik,   bayrak sevgisi, Atatürk sevgisi, Kurtuluş Savaşı ve hürriyet konularını içeren marşlar seçilir.

Açıklamalar: *Öğrenilen marşlar sesin kullanım tekniği, hız, gürlük ve anlatım terimlerine uygun olarak söyletilmelidir.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 15.hafta (21-23 Mayıs 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: E.2. Ritim-ezgi çalgısı yapar.

Konular : *Ritim-ezgi çalgısı yapma çalışmaları.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Öğrencilerden çevrelerinde bulunan materyalleri (plastik kap, kaşık, kâğıt, bardak, metal plaka, plastik, metal borular vb.)derse getirmeleri istenir. *Öğrencilerin derse getirdiği malzemelerle keşfettikleri seslerden yararlanarak çalgılar yapmaları istenir.

Açıklamalar: *Dünya üzerinde kullanılan farklı çalgıların görselleriyle öğrencilerin ufkunu açıcı örnekler sergilenmelidir. *3.Değerlendirme.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 16.hafta (26-30 Mayıs 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: E.3. Dağarcığındaki basit ölçülerde yazılmış eserlere uygun ritim eşliği oluşturur.

Konular : *Ritim eşliği oluşturma çalışmaları.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Tartım kalıpları hatırlatılarak, öğrendiği eserlere uygun ritim eşliği yazma-uygulama etkinlikleri düzenlenir.

Açıklamalar: *Yazılacak ritim kalıpları öğrenilmiş süre değerlerinden oluşmalıdır. *Performans görevi notu.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 17.hafta (02-06 Haziran 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: E.4. Türk halk müziğinin yaşanmış öykülerini canlandırır.

Konular : *Türk halk müziği öyküleri.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Anlatım. *Soru-cevap. *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Halk türkülerinin öyküleri hakkında araştırma yapmaları ve elde edilen bulguları gruplar hâlinde canlandırarak sunmaları istenir.

Açıklamalar: *Etkinliğin sergileneceği ortam ve koşullar hazırlanmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 

Günlük Plan- 9.sınıf 2.dn. 18.hafta (09-13 Haziran 2014):

Ders saati: 1

Kazanımlar: *Çalgısı ve sesiyle müzikal etkinliklere katılmaya istekli olur.

Konular : *Genel tekrar.

Öğrenme, öğrt. Yönt. Ve tekn. : *Uygulama.

Etkinlik örnekleri : *Ders yılı içinde öğrenilen eserler seslendirilir.

Açıklamalar: *Etkinlik için uygun ortam ve koşullar hazırlanmalıdır.

Öğrenme öğretme süreci :

Değerlendirme : * ?

Sonuç : [ ] Konu işlendi. 

====BAŞADÖN==================================== 


=============================================
Copyright © 2014 Melahat YILMAZ, TURKEY. All rights reserved. 
=============================================

 











Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol